2000 yılından beri Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü’nün (WIPO) fikri mülkiyet haklarına dikkat çekmek, inovasyonu ve yaratıcılığı teşvik etmek amacıyla başlattığı ve her yıl farklı temalarla Nisan ayının 26’sında Dünya Fikri Mülkiyet Günü kutlanıyor. Bu yılın ana teması: “Dijital Yaratıcılık: Kültürün Yeniden Tahayyülü / Digital Creativity: Culture Reimagined.”
Film, televizyon, müzik, kitap, sanat, video oyunları, kısaca tüm kültürel çalışmalar, sınırları aşıp dünyanın dört bir yanına ulaşıyor. Bir yandan da wi-fi çağı, bu tüketilen kültürün ulusal sınırları olmayan bir pazarda nasıl yaratıldığını, dağıtıldığını ve tadının çıkarıldığını belirleyip dönüştürüyor. Daha kolay ulaşılabilen dijital teknolojiler, tüm fiziksel kısıtlamaları silip süpürürken, kültürlerarası iş birliğini de her bir kreatör ve sanatçının parmaklarının ucuna yerleştirip hayal gücünü farklı şekillerde besliyor. Yeni yeni çiçeklenen bu yaratıcılık, dijital tüketiciler için en önemli nimetlerden biri haline geliyor. Dünyanın farklı köşelerindeki sayısız yaratıcının çalışmalarını nerede, ne zaman ve nasıl istersek okuyoruz, izliyoruz ve dinliyoruz.
Kültürü yeniden tahayyül etmek –nasıl yarattığımız, nasıl ulaştığımız ve nasıl finanse ettiğimiz– tabii ki zorlukları da beraberinde getiriyor. Bu zorlukların en başında ise bu dijital evren içinde böylesi esnek ve uyarlanabilen bir fikri mülkiyet sistemi çerçevesinde, sanatçı ve yaratıcı endüstrilerin çalışmalarının karşılığını hakkıyla alabilmesinin sağlanması bu sayede yeni çalışmalar yapmaya devam edebilmeleri geliyor. İşte bu nedenle, WIPO’nun desteğiyle bu yıl Fikri Mülkiyet Günü’nde kültürel geleceğimizi çevreleyen sorunları ve konuları keşfe çıkıyoruz.
