Tüketim alışkanlıkları, mevcut pazarın ana akımına ve güncel trendlere göre hiç durmayan bir değişim halinde. Bu değişimin en önemli tetikleyicilerinden biri olan doğa, verdiği tepkiler ile artık bize ‘’sürdürülebilirlik’’ kavramını öğretmeye başladı. Markalar, faaliyet alanı ne olursa olsun geri dönüşüme, sürdürülebilirliğe ve çevresel zararın minimize edilmesine odaklanmış durumda.
Değişen tüketici alışkanlıklarına ve kullanıcı yönelimlerine göre üretim faaliyeti neredeyse tüm sektörlerde devamlı olarak güncelleniyor. Burada birbirini etkileyen ve dönüştüren bir arz-talep döngüsü olduğunu ifade edebiliriz. Dönüşüm tetikleyicileri ise çok çeşitli ve birbiri ile bağlantılı olabiliyor. Giyim sektöründe öncü markaların dünyada modaya yön vermesi, belirli bir trendin oluşturucusu olması ya da çevre sorunlarının getirisini azaltmaya yönelik yeni üretim politikalarını tasarlayıp yaygınlaştırması gibi. Belki de dijitalleşmenin getirisi olarak yeni alışveriş, sosyalleşme, öğrenme alışkanlıklarının kazanılması… Burada sektörler ve sebepler değişse de değişmeyen tek şeyin, sürekli devam eden bir dönüşüm ve yenilenme olduğunu görebiliriz. Şöyle bir baktığımızda görürüz ki mobilya üretiminden modaya, gıdadan ilaç sektörüne kadar neredeyse her alanda bir üretim, dağıtım, pazarlama dönüşümü mevcut. Son dönemlerde bu değişimin en büyük tetikleyicilerinden biri ise çevre problemleri. Doğa, verdiği tepkiler ile bize ‘’sürdürülebilirlik’’ kavramını öğretmeye başladı. Sürdürülebilirliği vazgeçilmez bir politika olarak öncelememiz gerektiğini hatırlattı. Bu nedenle markalar, faaliyet alanı ne olursa olsun geri dönüşüme, sürdürülebilirliğe ve çevresel zararın minimize edilmesine odaklanmış durumda.
Tasarımlarını doğa dostu koleksiyonlarla çeşitlendiren markalar arasında birçok dünyaca ünlü isim var. Bunlardan biri klasik ve kullanışlı ürünleriyle tanınan mobilya üreticisi IKEA. Ünlü marka, sürdürülebilirliğe dikkat çekmek için Norveç’te çöplerden yeni bir koleksiyon hazırladı. Geri dönüşüme yeni bir bakış açısı getiren marka, çöp kenarlarında bırakılan mobilya yığınlarına kendi imzasını attı. Ürünler, markanın klasikleşmiş modelleri ile aynı temada. Sade, kullanışlı, zamansız ve bu sefer bir de geri dönüştürülmüş! Koleksiyonunun en cezbedici kısmı ise dönüştürülmüş olduğu belli bile olmayan şıklıktaki ürünlerin, orijinallerine göre yarı fiyata satılıyor olması. Dünyaca ünlü marka, ikinci el fiyatına sunduğu yaratıcı tasarımları ile müşterileri üzerinde yeni bir tüketim alışkanlığı oluşturmaya niyetli gibi. Koleksiyonunu tanıtan reklam kampanyasında ‘’çöp’’ yığınlarını açıkça sergilemesi de oluşturmaya çalıştığı bu bilince katkı sağlar nitelikte. IKEA Pazarlama İletişimi Müdürü Tobias Lien, bu farkındalık koleksiyonu ile eski mobilyaların çöpe gitmesine gerek olmadığını gösterdiklerini belirtti. Lien, genel olarak sağlam durumda olan ve belki de birkaç tamir ile düzelebilecek mobilyalara bir şans daha verdiklerini söyledi.
7’den 70’e Geri Dönüşmüş Oyuncaklar
Geri dönüştürülmüş malzemeden üretim yapan bir başka marka ise oyuncak devi LEGO oldu. Marka, plastik malzemeleri dönüştürerek tasarladığı yeni ürününü piyasaya sundu. LEGO, 2018 yılında da sürdürülebilir bir imaj için şeker kamışı ham maddeli bir tasarımını tanıtmıştı. Ancak bu tasarımlar, plastiğe göre çok daha yumuşak bir yapıda olduğundan LEGO’nun doğasına pek uymadı. Bu olumsuz deneyime rağmen sürdürülebilirlik çalışmalarından geri adım atmayan marka, şimdi de dönüştürülmüş plastik kullanarak yeni bir ürün tasarladığını duyurdu. Üç yıldır yapılan çalışmalar sonucunda hem işlevsel hem dönüştürülmüş bir ürüne imza atıldı. Bu yeni tasarımın, üzerine yapılan çalışmalar tamamlandığında LEGO setlerinin içerisinde yerini alabilir.
Sürdürülebilir ve etik anlayışın, tüm sektörlere yayılması ve tüketiciler üzerinde alışkanlık oluşturması dünya için daha güzel bir gelecek sunabilir. Tüketiciler olarak bizlerin de bu politika ile hareket eden markaları tercih etmesi, hedeflenen faydaya katkı sunacaktır.
