TÜRKİYE’NİN İLK ve TEK FİKRİ ve SINAİ HAKLAR ARAŞTIRMA ve UYGULAMA MERKEZİ: FİSAUM

FİSAUM Müdürü Prof. Dr. Arzu Oğuz ile FİSAUM’un yirmi yılı aşkın süregelen hikâyesi ve bu kapsamda düzenlenen etkinliklerin detaylarını konuştuk.

FİSAUM nedir? Nasıl bir kuruluştur birinci ağızdan dinleyelim…
FİSAUM, 1995 yılında kanun hükmünde kararnameler çıkarıldığında yani fikri mülkiyet hakları Türkiye gündeminde daha yoğun bir şekilde yer almaya başladığında Ankara Üniversitesi tarafından kuruldu. Fikri ve sınai haklar konularında toplumu bilinçlendirmek, kamu ve özel kurumlara danışmanlık yapmak, farkındalığı artırmak, eğitim programlarında bu alanda bulunan boşluğu gidermek amacıyla 1997 yılından beri çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

Söz konusu misyon ve vizyonumuza yönelik çeşitli etkinlikler düzenlemekteyiz. Bu etkinliklerin başında ise senede bir defa düzenlediğimiz sertifika programı geliyor. Bu program iki ay sürüyor. Fikri ve sınai hakların hemen her dalına değiniyoruz. Söz konusu yirmi yıl içerisinde sertifikamız tanınır bir sertifika haline geldi. Bilirkişilik ve uzmanlık başvurularında sertifikamızdan yararlanılıyor.

Ulusal ve uluslararası sempozyumlar düzenliyoruz. Bu etkinliklerde uluslararası kuruluşlar ile iş birliği yapıyoruz. Bunun yanında senede 5-6 kez düzenlediğimiz fikri ve sınai haklar toplantılarımız var. Burada alanında uzman olan kişilerle çalışıp konferanslar veriyoruz.

Bunların dışında yüksek lisans programlarına koordinatörlük yapıyoruz. Hatta ilk mezunlarımızı verdik bile… Yüksek lisans programımızın açılış ve kapanış törenlerini birer sempozyum ile gerçekleştiriyoruz. Bu sene açılış törenimizde yapay zeka konusunu ele aldık. Fikri mülkiyet ve yapay zeka konusunun ele alınması da bir ilk oldu. Kapanış törenimiz 7 Haziran’da üniversite buluşları üzerine olacak. AR-GE’nin desteklenmesi, üniversite sanayi iş birliği konularının ele alınacağı önemli bir etkinlik olacak.

Bir de WIPO, TÜRKPATENT ve Ankara Üniversitesi iş birliğinde düzenlediğimiz yüksek lisans programımız var. Bu program biraz daha uluslararası nitelikte. Dersler yüzde yüz İngilizce veriliyor. Bu programda Türk öğrencilerin yanında yabancı öğrencilerimiz de var.

Derslere katılan öğrenciler ağırlıklı olarak hangi meslek grubundan oluşuyor?
Patent ve marka kurumlarında görevli kişiler ağırlıklı olarak katılım gösteriyor. Derslerde yalnızca Türkiye’deki işleyiş değil dünya genelindeki işleyişler de ele alınıyor. Patent hukuku evrensel bir şekilde veriliyor, herkes kendi ülkesindeki uygulamaları anlatarak interaktif karşılaştırmalar yapılıyor.

Hangi ülkelerden katılım oluyor?
Peru, Gürcistan, Afganistan, Hindistan, Mısır, Kamerun, Endonezya, Pakistan, Kolombiya gibi ülkelerden yoğun ilgi görüyoruz.

Programın yurt dışında nasıl tanıtımını yapıyorsunuz?
Patent ofisleri ile iş birliği yapıyoruz, TÜRKPATENT de bu konuda bize yardımcı oluyor. WIPO’nun web sayfasında duyurularımız yer alıyor. Üniversite olarak kurumsal bir çabamız da var tabii.

Sizin üniversitenizin çalışmaları başka üniversitelere örnek oldu mu?
Evet, çeşitli projelerle geliyorlar. Kaynak teşkil ettiğimizi düşünüyoruz. Bizim gibi bir merkez kurup daha kurumsal bir çatı altında çalışan birkaç merkez daha var ancak Ankara Üniversitesi kadar geniş bir yelpazede çalışan bildiğimiz kadarıyla yok. FİSAUM bu manada ilklere imza atan bir merkez, yirmi yıldır tekiz, gururluyuz.

Bir de dokümantasyon merkeziniz var…
Evet, AB projesi ile Türkiye’deki ilk ve tek uzmanlık kütüphanesi olan bir dokümantasyon merkezi kurduk. Periyodiklerimiz, dergilerimiz, kitaplarımız var. Ulusal ve uluslararası alanda literatürümüz mevcut. Bu alanda çalışan öğrenciler uzmanlık kütüphanemizden yararlanırlarsa çok memnun oluruz.

Gelecek etkinliklerinizi hangi alanda yapmayı planlıyorsunuz?
Yeni sınai mülkiyet kanunu ile ilgili uygulamaları ele alan bir etkinlik düzenlemeyi düşünüyoruz. Gerek mahkeme kararları gerekse Yargıtay kararlarını ele alacağımız bir etkinlik söz konusu görünüyor. GOssIP Dergi ve Grup Ofis Marka Patent iş birliği ile yürütülecek bir etkinliği memnuniyetle planlayabiliriz.