MÜSİLAJLA MÜCADELEDE PATENTLİ ÇÖZÜM ALTERNATİFLERİ

Deniz salyası anlamına gelen müsilajın gündeme gelmesiyle beraber denizi temizlemek ve iyileştirmek için birçok çözüm üretme çalışması başladı. Bu çalışmalardan biri de geçtiğimiz günlerde Balıkesir Edremit’ten geldi. Teknolojik ürün imalatı yapan bir firmanın makine teknikeri, geliştirdiği deniz yüzeyi temizleme cihazını tanıttı. Cihazın patentlenmesi için gerekli ilk adım gerçekleşti.

İnovasyon, teknolojik üretimler ve fikri sınai mülkiyet koruması; toplumsal olaylarla yakından ilgili. Yaşanan gelişmeler doğrultusunda ortaya çıkan bazı problemler, yeni ihtiyaçları da beraberinde getiriyor. Bu ihtiyaçlara cevap veren yenilikçi çözümler ise fikri sınai mülkiyet hakları çerçevesinde korunmak üzere yolculuğuna devam ediyor. İnsanlığın üretim ve tüketim faaliyetlerini doğa dostu bir yöntemle yapamıyor olması, yetersiz koruma politikaları ve caydırıcı olmayan yaptırımlar çeşitli doğa felaketlerine yol açıyor. Biz de bu sorunlarla baş etmeye çalışırken her gün yeni terimler öğreniyor ve çözüme yönelik alternatifler geliştirmek için harekete geçiyoruz. Son dönemde çözümü için çabaladığımız sorunlardan biri ise şüphesiz ki Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj. Marmara’da denize kıyısı olan neredeyse tüm şehirleri etkisi altına alan ve birçoğumuzun yeni öğrendiği bu felaket, herkesi harekete geçirmiş durumda.

Müsilajın gündeme gelmesiyle beraber denizi temizlemek ve iyileştirmek için birçok çözüm üretme çalışması başladı. Bu çalışmalardan biri de geçtiğimiz günlerde Balıkesir Edremit’ten geldi. Edremit’te teknolojik ürünler imal eden bir şirketin makine teknikeri, deniz yüzeyini temizleyen bir cihaz geliştirdi. Hazırlanan ilk prototipin üretilmesi ve başarılı sonuçlar elde edilmesi üzerine, patent başvuru sürecine ilk adımlar atıldı.

Açı Değiştiren Kollar

Uzaktan kumanda ile yönlendirilebilen cihaz, elektrikli motorla çalışıyor ve güneş enerjisi ile kendini şarj edebiliyor. Kıyıdan 600-700 metre kadar ilerleme imkanına sahip bu cihazın üzerinde bulunan çeşitli kollar, açı değiştirme özelliğine sahip. Bu sayede bulunduğu bölgede temizlik gerçekleştirebiliyor. Topladığı atıkları ise gövdesinde bulunan hareketli panel aracılığıyla arka kısımda bulunan çöp sepetinde biriktiriyor. Cihaz, 6-7 saat kadar temizlik işlemi gerçekleştirebiliyor. Kullanım süresinin sonuna gelindiğinde ise kumanda ile kıyıya çağrılıyor. Sepet temizlenerek yeni bir sepetle tekrar temizlik işlemi için uzaklaştırılıyor. Ürün boyutlarının ise 95 kilogram ağırlık, 2.20 metre uzunluk, 1.30 metre genişlik, 90 cm yükseklik şeklinde olduğu biliniyor. Cihazın çok büyük olmamasındaki ana sebep ise balıkçı marinalarında, kapalı alanlarda kullanılabilmesine imkan sağlamak.

Keşke kirletmeseydik!

Üretilen prototip üzerindeki geliştirme çalışmaları devam eden cihaz için patent başvuru yapıldığını ifade eden geliştiricinin cihaz hakkındaki yorumları ise şöyle:
‘’Bu cihaz, DC elektrikli motor yardımıyla aküyle çalışır. Akülerini kendi üzerindeki solar panelle şarj ediyor. Harici elektrikli bir şarj kaynağına ihtiyacı yoktur. Bu makine açık alanda çalıştığı sürece akülerini şarj edebilme özelliği vardır. 6-7 saat sürekli kullanımda kalabilir. Bir şekilde kendi haline bıraktığınızda da yine 4-5 saatlik bir süre içinde tekrar akülerini yüzde 100 dolduruyor. Keşke kirletmeseydik de böyle şeyler yapmasaydık ama kirletiliyor işte. Bu robotik deniz yüzeyi temizleme makinesinin balık çiftlikleri için de ideal olduğu konusunda birçok kişi hemfikir. Türkiye’de böyle bir şey üretmek bize gurur verdi. Seri üretime geçilmedi, bu ilk prototip. Su testleri yapılmaya devam ediliyor. Şu ana kadar edindiğimiz izlenimlere göre son derece başarılı. Sonuçta ticari bir ürün olarak değerlendiriyoruz. Çevreye faydalı bir ticari ürün olması hoşumuza gidiyor. ’’

Elbette mevcut problemlere geliştirdiğimiz hızlı prototipler umut verici. Bu ve benzeri uygulamaların artması, geliştirilen ürünlerin patentlenebilecek niteliğe getirilmesi ekonomik döngü için katkı sağlayacak cinsten. Fakat teknoloji üretiminde önceliğin, sorunu ortaya çıkmadan engelleyebilecek yöntemler barındırması da önem arz ediyor. Doğa dostu sistemlerin geliştirilip patentlenmesi, dünya çapında yaygınlaştırılması; ekonomik döngüye sağladığı katkının yanında doğanın korumasına da etki edecektir. Cihazın geliştiricisi Murat Güngör’ün de dile getirdiği ‘’Keşke kirletmeseydik.’’ dileği, bu açıdan büyük bir önem taşıyor.