SINAİ MÜLKİYET KANUNU’NA MERHABA

Sınai mülkiyet hakları kapsamında; Marka, Patent, Endüstriyel Tasarım ve Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında yayımlanan kanun hükmünde kararnameler ilk olarak 27 Haziran 1995 tarihinde hazırlanmıştı. Bu aşamada öncelikle marka, patent, endüstriyel tasarım ve coğrafi işaretler konuları ayrı ayrı ele alınmış ve sınai mülkiyet haklarının korunmasında uyumlulaşma süreci içinde Avrupa Birliği Müktesebatı ile uyumlu ilk ciddi yasal düzenlemeler yapılmıştı. 20 yılı aşkın süredir yol gösterici olan bu kanun hükmünde kararnameler birçok değişiklikle birlikte yerini kanunlara bıraktı.

10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU köklü değişiklikleri beraberinde getirdi. Toplam 193 maddeden oluşan ve 6 adet geçici maddesi bulunan Sınai Mülkiyet Kanunu’nda en çok dikkat çeken yeniliklerden biri, Türk Patent Enstitüsü’nün adının Türk Marka ve Patent Kurumu olarak değiştirilmesi oldu.

Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte markalarda en çok dikkat çeken konu muvafakatname. Birlikte var olma anlaşması ya da rıza mektubu olarak da tanımlanabilen muvafakatname ile hak sahiplerince aynı/benzer türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer markaların tesciline olanak sağlanacak. Bununla birlikte, markaların ilanda kalma süresi 3 ay iken, yeni kanunla bu süre 2 aya indi. Bir diğer önemli değişiklik ise kullanım ispatı oldu. Buna göre, başvuru sahibinin talebi ile itiraza konu olan markanın başvuru tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraza dayanak gösterilen mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmakta olduğuna ya da kullanılmamasına dair haklı sebepler olduğuna ilişkin delil sunulması gerekecek.

Yenilikler yalnızca marka ile sınırlı değil, aynı zamanda tasarımlar için de büyük değişiklikler var. Tasarım başvurularında tasarımcılar artık isimlerinin gizli tutulmasını talep edebilecek. Tasarımların ilanda kalma süresi 6 aydan 3 aya indi. Ayrıca çalışanların tasarımlarında hak sahibi işverenler olurken, öğretim elemanları, öğrenciler ve/ veya stajyerlerin tasarımlarında hak sahibi Yükseköğretim Kurumu olacak. Çalışanlar, öğrenciler ve stajyerler için ise taraflar bedel konusunda anlaşacak; anlaşma sağlanamazsa bedel, mahkeme tarafından tespit edilecek. Öğretim elemanlarına ise elde edilen gelirin en az yarısı üniversite tarafından verilecek.

İlk kez Türkiye’de kamuya sunulan tasarımlar, kamuya sunulduğu tarihten itibaren 3 yıl tescilsiz tasarım olarak korunabilecek. 3 yıldan sonra söz konusu tasarımlar halka mal olacak. Buna ek olarak, tasarımlarda tarifname sunma zorunluluğu yeni kanunla isteğe bağlı hale geldi.

Patentte yapılan köklü değişiklikler ve yenilikler ise saymakla bitmiyor. Patent verilemeyen buluşlara yaklaşık 4 yeni fıkra eklenmiş ve patentlenebilirlik kriterlerinin sınırları net bir şekilde çizilmiş.

Yeni kanunla incelemesiz patent sistemi kaldırıldı, faydalı modeller için ise araştırma raporu sunma zorunluluğu getirildi. Patent verilme süresi 17-42 aydan 7-27 aya indi.

Araştırma ve inceleme raporları yabancı ofislere gönderilmeden Türk Patent ve Marka Kurumunda daha kısa sürede hazırlanacak, buluşu yapan kişinin ismi artık gizli tutulabilecek. Özellikle dikkat çeken yeniliklerden bir diğeri de kamu, kurum ve kuruluşlarında çalışanlara buluşları için ödenecek bedelin, buluştan elde edilen gelirin üçte birinden az olamayacağı. Buluş konusunun kamu, kurum veya kuruluşunun kendisi tarafından kullanılması halinde ödenecek bedel, bir defaya mahsus olmak üzere, bedelin ödendiği ay için çalışana ödenen net ücretin on katından fazla olmayacak.

Daire Başkanlığı henüz yeni oluşturulan coğrafi işaretler konusunda ise yeni bir kavram karşımıza çıkıyor. Mahreç ve menşe ürün kapsamına girmeyen ürünler “Geleneksel Ürün Adı” ile koruma altına alınabilecek. Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adlarının birbirinden ayırt edilebilmesi için farklı amblemler kullanılacak. Coğrafi işaretlere ilişkin denetim raporu sunma zorunluluğu ise 10 yıldan 1 yıla indirildi.

Türk Patent ve Marka Kurumunun marka ve patent vekillerinin, başvuru ve hak sahiplerinin bu sürece uyum sağlaması biraz zaman alacak gibi görünse de çokça değişikliği ve yeniliği beraberinde getiren sınai mülkiyet haklarının kanun ile korunması şüphesiz uygulamada daha işlevsel bir hal alacaktır.