YARIM ASIRLIK MARKA YÜZYILLIK LEZZET: HAYAT TOSTÇUSU

Hayat Tostçusu’nun hikâyesi 23 Nisan 1957 yılında Konya’da başlıyor. Şu anda işletmenin başında olan ikinci kuşak işletmeci Hasan Basri Sayı’dan dinliyoruz dillere destan hayat tostunu…

1960, Hayat Tostçusu elemanları

Gerek sunum gerek ev yapımı ayran ve limonatası ile aynı konseptte devam ediyor işletmeye, menüye ekstra hiçbir şey eklenmiyor. Hâlâ ilk günkü haliyle ayaklarının üzerinde duran bir işletme Hayat Tostçusu. Tostta da çeşitleri sucuk, kaşar ve karışık… Dördüncü bir çeşit bulunmuyor.

Hayat Tostçusu’nun öyle müdavimleri var ki, şehir dışından arayıp gelen müşterileri bulunuyor. 61 yıllık süreçte çok geniş bir müşteri profiline sahip. Bu duygunun tarifi olmadığını bu işin en keyifli yanının müdavimler olduğunu anlatıyor Hasan Bey…

Henüz o tarihlerde Konya’da hazır yiyecek, aperitif kültürünün olmadığı dönemlerde Hasan Bey’in babası büyük bir girişim yaparak İstanbul’da gördüğü tost makinesini Konya’ya getiriyor ve tost yapmaya karar veriyor (belirtmek isteriz ki halen aynı tost makineleri kullanılıyor.).

Hasan Bey’in babası Konya’da tost yapmaya başladığında Konya halkı tostu henüz bilmiyor. O zamanın çocukları Konya şivesi ile “Ekmeği demirin arasında bişiriyor bişiycik deyip satıyor.” dediğini anlatıyor ve gülüyor. Sonrasında halk zamanla tosta alışıyor ve severek tüketiyor.

1970 yılında işletmeyi devralan Hasan Bey, var olan nostaljik dokuyu bozmamaya özen gösterdiklerini altını çizerek belirtiyor.

Konya’nın ilk tescilli markalarından biri olan “Hayat Tostçusu” marka tescilinin öneminin farkında.

Bir işletmenin sağlam zeminde durması marka korumasıyla başlar diyor. Karşılaştıkları birçok hukuki süreci marka koruması ve eskiye dayalı kullanım ile üstesinden geldiklerini anlatıyor. Markalarının korumasını Grup Ofis Marka Patent danışmanlığı ile sürdüren Hasan Bey, güvene dayalı her ilişkinin önemini vurguluyor ve günümüzde artık insanların unuttuğu güven duygusunu yaşattığı için bizim aracılığımızla teşekkürlerini sunuyor tüm güven duyduğu iş birlikçilerine.

İşletmesi için marka tescili almak istediği zamanlarda “ürüne dayalı marka” kavramının olduğu ve hizmet sektörüne ya da ticaret unvanına dayalı marka tescilinin alınmadığını belirtiyor. Birkaç yıllık mücadele sonrasında yollarının Grup Ofis Marka Patent ile kesiştiğini ve sonrasında Hayat markasının tesciline kavuştuklarını anlatıyor. “Güven, bizim unutmak üzere olduğumuz bir duygudur. Bugünlerde insanlar güven duygusunu kontratlara aktarılmış yazılı metinlerle sağlamaya çalışıyor. Biz o güzellikleri maalesef yitirdik.

Ancak bana sorulacak olursa ben o güven duygusunu Grup Ofis Marka Patent ile yaşıyorum. Sizin aracılığınız ile kendilerine tekrar teşekkürlerimi iletiyorum.” diyor.

Yıllardır sucuğunu, ekmeğini, limonatasını ve ayranını kendisi üreten bir işletme. İnsanların güvenini sarsmamak, alıştıkları lezzeti değiştirmemek için hiçbir değişikliğe gitmiyor. Bugün Hayat Tostçusu’na gittiğinizde yıllar önce aldığınız tadı tekrar alabiliyorsunuz.

“Tostum ücrete tabi sohbet bedava”

Hasan Bey’in önem verdiği diğer bir konu ise hasbihal etmek. Müşterileri ile sohbet etmenin, onların hayatına dokunmanın işletmesine değer kattığını düşünüyor.

Konya’ya yolunuz düşerse 60 yıllık lezzetin mirası Hayat Tostçusu’na gitmenizi ve kıymetli Hasan Basri Sayı’nın muhteşem tostunun ve güzel sohbetinin tadına varmanızı öneririz.