KAYKAY

  

İnsanlığın en eski ve en önemli buluşlarından biri olan tekerleğin icadından bu yana, bir yerlere daha hızlı ulaşım için tekerlek ve tekerlekli aletler kullanılmaktadır. Yontulmuş taştan ağır eşyaları taşımak için bulunan tekerlekli araçlar, zamanla gelişip değişerek arabalara, motosikletlere, bisikletlere dönüştü. Bugünse teknolojinin geldiği son nokta ile iki tekerlekli ve elektrikli hoverboardlar hayatımızda. Gelin şimdi sizlerle elektrikli kaykayların retrolojik gelişimine göz atalım.

1950’li yıllarda Amerika’da hava şartlarından dolayı sörf yapamayan gençlerin, sörf tahtalarına eklediği tekerlekler ile hayatımıza giren kaykay, her ne kadar karada sörf yapılması fikriyle ortaya çıkmış olsa da zaman içerisinde kendine başlı başına bir yer edindi. İlk başlarda sörf tahtası büyüklüğünde yapılan kaykaylar bir süre sonra küçülerek ve sahip olduğu tekerleklere manevra kabiliyeti eklenerek bir eğlence aracına dönüştü.

1970’li yıllara gelindiğinde Amerika’da The Ocean Festival’de düzenlenen yarışmayla tanınırlığı artan kara sörfü, üzerinde yapılan hareketlerle bir ekstrem sporu olarak kabul görmeye başladı. İlk olarak küçük çaplı bir yarışmayla başlayan bu aktivite bir süre sonra özel kayak pistlerinin bulunduğu ve büyük yarışmaların yapıldığı bir spor dalı hâline geldi. 2020 Tokyo Olimpiyatları’yla birlikte olimpiyatlara yeni eklenecek spor dallarından biri olan kaykayın ülkemizde de 2017 yılında kurulan bir federasyonu bulunmaktadır.

Denge yeteneği gerektiren profesyonel bir spor dalı olarak değerlendirilen kaykayın denge ihtiyacını ortadan kaldırmak amacıyla, 1990’lı yılların sonunda Amerikalı mühendis

 

Dean Kamen tarafından kendi kendini dengede tutabilen ve elle kontrol edilebilen gidona sahip bir araç geliştirildi. Birçok farklı isimle anılan bu araç için genellikle üretici firmanın unvanı olan “Segway” ibaresi kullanıldı ve araç ilk çıktığında yüzyılın icadı olarak tanıtıldı. Dean Kamen tarafından “Kişisel Dengeleyici Araç” (Balancing Personal Vehicle) başlıklı bir patent başvurusu da bulunan Segway, üzerinden düşmenin imkânsız olduğu bir araç olarak ün yaptı. Her ne kadar bu iddialı söylemi çürüten birçok kişi olsa da özellikle eski ABD Başkanı George W. Bush’un üzerinden düşmesiyle araç ilgi odağı hâline geldi. Bugünlerde askerlerin, polislerin ve özellikle AVM, havaalanları ve benzeri büyük merkezlerde güvenlik görevlilerinin kullandığı bir araç haline gelen Segway, kaykaydan aldığı tekerlekli eğlence aracı unvanını, Hoverboard isimli başka bir elektronik tekerlekli araca kaptırdı.

 

Elektrikli kaykay olarak da bilinen Hoverboard; iki tekerleği, şarj edilebilir bataryası ve kontrolün ayakla sağlanması özellikleriyle geleneksel kaykay hissine daha yakın bir deneyim yaşatıyor. Temel olarak birbirinden bağımsız hareket eden iki simetrik tekerlekli pedalın birleşiminden oluşan Hoverboard, ayak hareketlerinize göre hızlanıp yavaşlıyor ve dönüşlere imkân sağlıyor. Çalışma prensibi Segway’e; kontrolü ise geleneksel kaykaya benzeyen Hoverboard’a, bu yönüyle teknolojik kaykay diyebiliriz.

Sörf tahtasına takılan tekerlekle başlayan bu serüvenin nereye gideceğini zaman gösterecek. Geleceğe Dönüş filminde Marty’nin kullandığı uçan kaykaylar şimdilik sadece özel manyetik zeminlerde çalışıyor. Kim bilir belki de gelecekte yeni eğlence ve ulaşım aracımız olabilir.