Uluslararası marka başvurularıyla ilgilenen herkes, daha uygun fiyatlı ve prosedürü az olan bir alternatif yöntem sunması nedeniyle az çok Madrid Sistemi ile ilgili bilgi sahibidir. Uluslararası marka başvurularında sıkça kullanılan bu sistem, bundan tam 125 yıl önce, 14 Nisan 1891 tarihinde ilk kilometre taşı olan Madrid Anlaşması’nın kabulüyle kuruldu.
1891 yılında sistemin yalnızca 9 kurucu üyesi vardı ve an itibarıyla sistemin 125. yılını kutladığı 2016’da bu sayı, 113 ülkeyi içeren 97 üyeye (17 üye ülkesi olan OAPI birlik olarak tek sayılmaktadır) ulaştı. Sistemin avantajları ve kolaylıkları göz önünde bulundurulduğunda zamanla bu sayının daha da artacağı aşikâr. Çok uluslu şirketlerden küçük ve orta ölçekli işletmelere ve bireysel inisiyatif sahiplerine kadar farklı özelliklerdeki birçok marka sahibi, sistemin faydalarından yararlanıp marka tescili için Madrid Sistemi’ni seçti. Zamanla büyüklü küçüklü çok sayıda firmanın tercihi haline gelen Madrid Sistemi, uluslararası alanda uygun ve hesaplı bir çözüm oldu. Bu süre zarfında sistem, kullanıcılarına kolaylıklar sağlamak amacıyla birçok değişiklik ve düzenlemeyi de hayata geçirdi.
Bu sistemin gelişiminin en önemli dönüm noktalarından biri de 27 Haziran 1989’da sonuçlandırılan ve 1 Nisan 1996 tarihinde yürürlüğe giren Madrid Protokolü’nün kabulü oldu. 31 Ekim 2015 tarihinde Madrid Sistemi, Madrid Anlaşması’na üye olup Madrid Protokolü’ne üye olmayan tek ülke Cezayir’in de Protokol’e üye olmasıyla oldukça önemli bir dönüşüme uğradı. Bu dönüşümün bir sonucu olarak da Madrid Anlaşması-Madrid Protokolü ikiliği ortadan kalktı ve böylece tek anlaşmalı, tek tip ve daha pratik bir sistem ortaya çıktı.
Bununla birlikte, Madrid Sistemi’nin resmi dilleri de tek resmi dil olan Fransızcaya ek olarak İngilizce (1996’dan beri) ve İspanyolca (2004’ten beri) olmak üzere zaman içerisinde genişletildi. Böylece çeviri gibi ek ücretler aza indirgenmekle birlikte, çeviriler için harcanan zamandan dolayı ortaya çıkan gecikmeler de azaltılmış oldu. Ayrıca merkezi bir sistem üzerinden yürütülen ödemeler ve portföy denetimi mekanizması da, marka tescil sürecinin başvurudan yenilemeye ve çeşitli değişikliklerin yapılmasına kadar birçok aşamasında büyük kolaylıklar sağladı.
Gün geçtikçe daha fazla gelişmeye ve büyümeye devam eden Madrid Sistemi sağladığı kolaylıklar ve kullanıcı dostu ara yüzleriyle popülaritesini koruyacak ve hatta artıracak gibi görünüyor. Görünen o ki ortaya çıkan yeni ihtiyaçlara ve gerekliliklere ayak uydurma çabası açıkça görülen kurucuları ve destekleyicileriyle bu sistem, uluslararası marka başvurularının vazgeçilmezleri arasında yerini korumayı sürdürecek. Nice başarılı yıllara Madrid Sistemi!