Son yıllarımızı etkisi altına alan salgının şüphesiz ki en başarılı mucitleri onlar: Özlem Türeci ve Uğur Şahin. Geliştirdikleri aşıyla hepimizin virüs mücadelesine büyük katkı sağladılar. İşte BioNTech aşısının mucitleri Özlem Türeci ve Uğur Sahin’in hikâyesi…
Özlem Türeci, 1967 yılında Almanya’da; Uğur Şahin 1965 yılında İskenderun’da doğdu ve dört yaşındayken ailesiyle birlikte Almanya’ya göç etti. Özlem Türeci ve Uğur Şahin çifti, küçüklüklerinden beri doktorluk mesleğine meraklıydı. Özellikle Özlem Türeci, bir cerrah olan babası sayesinde doktorlukla çok erken yasta tanıştı. Çocukken hayal ettikleri mesleği başarıyla yapan çifti bugün tüm dünya tanıyor.
Almanya’da doğan ve bugüne kadar yaptığı çalışmalarla birçok ödül alan Özlem Türeci, lisans eğitimini Saarland Üniversitesinde tamamladı. Daha sonra Mainz Üniversitesi Hastanesinde ‘’modifiye edilmiş genetik kodlarla bağışıklık sistemini kansere karsı mücadele ettirme’’ amaçlı çalışmalara imza attı. Uğur Şahin, önce Köln Üniversitesi Lösemi bölümünde sonrasında ise Saarland Üniversitesi İç Hastalıkları’nda çalıştı. Kanser araştırmaları konusunda deneyimli bir araştırmacı olan Türeci ile immünolog, onkolog ve akademisyen olan Uğur Sahin, Hamburg Saarland Üniversite Hastanesinde beraber görev yaptıkları sırada tanıştı. Bu hastanedeki görevleri sırasında birbirlerini tanıyan çift, tanışıklığını evliliğe taşıdı.
Düğün gününde bile laboratuvarda çalışan mucit çift, birçok başarıya imza attı ve ödül kazandı.
2001 yılında Prof. Dr. Sahin ve Dr. Türeci; kanser tedavisi için ilaç geliştiren Ganymed Pharmaceuticals’ı kurdu. Mucitlerimiz daha sonra, çalışma odağını RNA’ya çevirme kararı alarak bu firmayı sattı. Kanser hastalığını tedavi etmek amacıyla RNA da dahil olmak üzere geniş bir teknoloji kullanmak için 2008 yılında merkezi Almanya olan BioNTech’i kurdular. Ganymed Pharmaceuticals ise bugün hala Japon firması Astellas’ın alt şirketi olarak faaliyetlerini sürdürmekte. BioNTech, ilk kurulduğu zamanlarda Avrupalı biyoteknoloji start-up’larının küçük dünyası dışında çok az bilinirliğe sahipti ve kanser tedavisine odaklanmıştı. Ayrıca Covid-19 pandemisi öncesine kadar BioNTech tarafından piyasaya hiç ilaç sürülmemişti. Fakat tüm dünyayı etkileyecek Wuhan’daki salgın, bu durumu degiştirecek ve BioNTech ismini tüm dünyaya duyuracaktı.
Covid salgınını öğrenen çift, virüse karsı ası geliştirmeleri gerektiği konusunda hemfikirdi. Covid-19 henüz tüm dünyayı sarmamışken ası çalışmalarına başlayan çift, sahip oldukları teknolojiyi Pfizer firmasıyla birleştirerek geliştirdikleri mRNA (mesajcı RNA) asısını yaklaşık 44 bin kişi üzerinde deneme çalışmalarına başladı. Testlerden gelen ilk veriler, geliştirilen asının yüzde 95 oranında etkili olduğu yönünde oldu. Özlem Türeci ve Uğur Sahin, koronavirüs asısını bir yıldan kısa sürede geliştirdikleri için Londra merkezli Financial Times tarafından “2020 Yılın Kişisi” seçildiler. Prof. Dr. Uğur Sahin, BBC’ye verdiği röportajda bu gurur verici sonuçları evde ‘’Türk çayı demleyerek’’ kutladıklarını söyledi.
Türeci ve Sahin, 2020’de Londra merkezli Financial Times tarafından “Yılın Kişisi” seçildi.
Türeci ve Sahin, her ne kadar geliştirdikleri aşıyla isimlerini duyurmuş olsalar da tek çalışma alanları bu ası değil. Çiftin 500 farklı teknolojide patentlerinin olduğu ifade ediliyor. Özlem Türeci ve Uğur Şahin, ası çalışmalarının yanı sıra hasar görmüş organların ve kanser hastalığının iyileştirilebileceğine dair açıklamalarıyla ve bu alanda yaptıkları çalışmalarla da biliniyor. İşte o patentlerden bazıları…
Kanser kök hücrelerini kapsayan kanser teşhisi ve terapisi. (TR2020/11674)
-Buluş, kanser kök hücrelerini kapsayan ve kanser hastalıklarının teşhisi veya tedavisine yönelik yöntemler sağlamaktadır.
Tümörlerde diferansiyel olarak ifade edilen gen ürünleri ve bunların kullanımı. (US9775785B2)
-Buluş, tümörle bağlantılı gen ürünlerinin aberan olarak ifade edildiği hastalıkların tedavisi ve tanısı ile ilgilidir.
Rekombinant aşılar ve kullanılışları (TR2013/01480)
-Buluş, antijen molekülleri ve onları kodlayan nükleik asitlerin füzyonu ve füzyon işlemine tabi tutulan moleküller ve nükleik asitler ile ilgilidir.
Yapılan çalışmalar ve elde edilen başarılara bakıldığında bu başarılı çiftin daha birçok hastalığa tedavi bulacağı ve insan hayatını kurtaracak gelişmelere imza atacağı şüphesiz.
Bir yanıt yazın