Ayrılamadığımız akıllı telefonlarımız, yanımıza almadığımızda karalar bağladığımız şarj aletimiz, neredeyse hava ve su kadar ihtiyaç duyar hale geldiğimiz internetimiz, bir gün uzak kalmaya dayanamadığımız sosyal medya uygulamalarımız ve tabii eğer “o” olmazsa bunların da hiçbir işe yaramayacağı elektriğimiz… Her ne kadar tüm bunları hayatımızın odak noktasına koysak da “nasıl” ya da “kimler tarafından” icat edildiklerini pek de merak etmiyoruz. Çok az insan buluşçuları ve onların yaşam öykülerini merak edip araştırıyor.
Peki, biraz merak edip sorsak; bizler için çok önemli olan bu buluşları kimler yaptı ya da yapıyor? Nerede yaşadılar ya da yaşıyorlar? Hiç kimseden sipariş almadan ya da görevleri dahi olmadan gece gündüz çalışarak bu buluşları, icatları yaparken onları motive eden şeyler neler?
Buluş yapan insanları motive eden ortak nokta bitmez tükenmez bir merak duygusuna ve tutkuya sahip olmaları.
İnsanlığa katkı sağlamak mı? Para mı? Ün ya da prestij mi? Tarihe geçerek ölümsüz olma isteği mi? Ya da keşfetme duygusu mu? Bunlardan biri ya da hepsi de olabilir. Ama gerçek olan bir şey var ki; buluş yapan insanları motive eden ortak nokta bitmez tükenmez bir merak duygusuna ve tutkuya sahip olmaları. Bu, 2020 yılında yaşayan bir mucit için de binlerce yıl önce medeniyetin temellerinin atılmasına katkıda bulunan bir buluşçu için de böyle olmalı. Üstelik kendinin bir mucit olduğunu bile bilmeden ateşi ya da tekerleği bulan insanın amacının ün ya da para kazanmak olmadığını düşünürsek.
Bir Mucit için Tanınmak Önemli midir?
O zaman şu soruyu soralım; yıllarını bir buluşa adayanların, laboratuvarlarda ya da atölyelerinde ömürlerini geçirenlerin tanınmak ya da tanınmamakla ilgili bir meseleleri var mıdır? Aslında bu sorunun cevabı hem “evet” hem “hayır”. Sadece buluşlarıyla gündeme gelen hatta belki hiç gelemeyen ama istikrarlı bir şekilde çalışmalarına devam edenler olduğu gibi; günümüzde başka hiçbir nedeni olmasa bile bilime katkı sağlayacağını düşündükleri için bu çalışmaların PR’ını yapmanın önemli olduğunu düşünenler de var. Ama bu konuda farklı görüşe sahip olan herkes, bilim insanlarını onurlandıran ve onların tüm dünyada tanınmasına vesile olan Nobel Ödüllerinin saygınlığı konusunda birleşiyorlardır.
Her Buluş Bir Hikâye
Aslında her icat, buluş ya da bir mucidin hayatı başarı ve başarısızlık öykülerini, hayal kırıklıklarını, sevinçleri, mutlulukları ve daha pek çok şeyi içinde barındıran başlı başına bir hikâye ve her hikâyede ilham verici detayları ya da hayatın farklı yönlerini bulmak mümkün. Hatta bu hikâyeler o kadar etkileyici ki mucitler ve buluşları pek çok filme, kitaba ve tiyatro oyununa ilham kaynağı olmuş ve olmaya devam ediyor. Mucitleri motive eden şeyler değişiklik gösterse de onların buluşlarının dünyayı değiştirdiği ve değiştirmeye devam edeceği bir gerçek çünkü insanın merak duygusu ve keşfetme isteği hiç bitmeyecek.
Son olarak, bu yazıyı buraya kadar okuduysanız ve meraklı biriyseniz “HİKAYELER” bölümü ilginizi çekecektir. Mucitlerin dünyasına “HİKAYELER” bölümündeki kapıyı aralayarak girebilirsiniz.