GERÇEK DEMİR ADAM: ELON MUSK

BlasterKaptan Amerika: Stark! Saldırı planına ihtiyacımız var.
Demir Adam: Benim bir planım var, saldırı…

Her zaman, her durumda bir planı olan Demir Adam. Hayır, Tony Stark’tan bahsetmiyoruz, gerçek hayattaki iz düşümü olan Elon Musk… Bazıları onu Demir Adam (Iron Man) olarak biliyor. Bunun sebebi ise, Iron Man filminin yönetmeni Jon Favreau’nun, çekimler başlamadan önce Robert Downey Jr.’ı filmde oynayacağı karakter için Musk’ı temel alsın diye SpaceX Fabrikası’nda onunla vakit geçirmeye yollaması ve sonrasında attığı bir tweet’te Iron Man’in ilham kaynağının Elon Musk olduğunu belirtmesi.

Elon Musk

Elon Musk – SpaceX

Elon Reeve Musk 1971’de Güney Afrika’da doğmuş. 12 yaşında kendi yaptığı “Blastar” adındaki oyunu satarak 500 dolar kazanmış. Üniversite eğitimini ABD’de tamamlamış. Fizik ve ekonomi alanlarında iki lisans programı bitirdikten sonra Stanford Üniversitesi’nde Uygulamalı Fizik ve Malzeme Bilimi doktora programına başlamış. Fakat bir süre sonra doktorayı yarım bırakıp haber kurumlarının internet yayıncılığına geçişini sağlayan bir sistem geliştirmek için Zip2 adını verdiği bir şirket kurarak iş hayatına geçiş yapmış. 1999 yılında, kurduğu bu ilk şirketi bilgisayar üreticisi Compaq’a 307 milyon dolara satıp, elde ettiği gelirle internet üzerinde kredi kartı kullanımını mümkün kılan ilk şirket olan PayPal’ı kurmuş. PayPal’ı 2002 yılında eBay’e 1.5 milyar dolara sattıktan sonra elde ettiği birikimle; temiz enerji, ulaşım ve uzay olmak üzere insanlığa fayda sağlayacak bu sektörlerde üç ayrı şirket kurarak giriş yapmış

Çalıştığı en ilginç alan ise uzay yolculuğu… Elon Musk, ileride yaşanması muhtemel bir felakete karşı, insan ırkının birçok gezegende yaşam sürdürebilmesi gerektiğini düşünüyor. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler her ne kadar aydınlık bir gelecek resmi çiziyor olsalar da, bu gelişmelerin bir de karanlık tarafı var.

Örneğin; sicim kuramına (string theory) önemli katkısı bulunan ve bugün yaşayan en önemli fizikçilerden biri olan Michio Kaku’ya göre ileride insanları bekleyen birçok kötü senaryonun gerçekleşmesi mümkün olabilir. Kaku, 3D yazıcıların ortaya çıkması ve teknolojinin akıl almaz bir hızda gelişmesi ve ucuzlaması sayesinde, ileride evinde İspanyol gribi virüsünün (bu virüs 1918 yılındaki bir salgında 1. Dünya Savaşı’ndan ölen insan sayısından daha çok sayıda insanın ölümüne neden olmuştu.) DNA’sını üreten çocuklarla ya da evinin arka bahçesinde uranyum zenginleştirmeye kalkan insanlarla karşılaşmamızın olası olduğunu söylüyor. Bu tür tehlikelerin yanında, dünya dışından gelebilecek, büyük bir asteroidin dünyaya çarpması gibi tehditler de bulunuyor.

Elon Musk felaket senaryolarını dikkate alarak, insanoğlunun uzaya yayılmaya başlaması gerektiğine inanıyor ve bunun için tekrar kullanılabilen roketleri üretmeyi deniyor. Eğer bir gün Mars’ta bir koloni kurulacaksa ve her yolculukta bir roket feda edilecekse, işin maliyeti altından kalkılamaz boyutlara ulaşabilir. Musk’ın kurduğu SpaceX, işte bu soruna çözüm sunabilmek adına, tekrar kullanılabilen roketler üretmek için çalışıyor ve kurulduğundan bu yana önemli bir mesafe kat etmiş durumda. İnsanoğlunun tarihte geliştirdiği dikey kalkış ve iniş yapabilen ilk roket olan Grasshopper başarılı bir kalkışla 744 metreye çıktı ve iniş yaptı.

Musk, insanları bilgisayar olarak düşünüyor. Bir insanın donanımı, vücudu ve beyni; yazılımı ise düşünmeyi öğrenme yolu, değer sistemi, alışkanlıkları ve kişiliği olarak düşünülebilir. Bu çerçevede Musk, öğrenmeyi de basitçe “beyne veri ve algoritmalar indirmek” olarak tanımlıyor. Sırf bu nedenle klasik sınıf eğitimini “düşük hızda veri indirme” olarak tanımlıyor ve bugüne dek öğrendiği her şeyi okuyarak öğrendiğinin altını çiziyor.

Mars’ı kolonileştirme programı hakkında uzun dönem teknik zorlukların çözümü ve Mars üzerinde daimi insan yerleşimi hakkında yaptığı açıklamaları SpaceX’in Youtube kanalından izlenebiliyor.

Elon Musk, sıradan bir girişimci değil. Ancak onu diğer girişimcilerden ayıran en ilginç özelliği ise eğitiminin fizik, malzeme bilimi ve ekonomi üzerine olmasına rağmen, çok kapsamlı mühendislik bilgisi ve vizyonu gerektiren zorlu alanlara gözünü kırpmadan girebilmesi. Musk muhtemelen, yeni nesil girişimci kuşağının parlak örneklerinden biri olarak tarih sayfalarında yerini aldı bile.