Koca Kafalar, Grafi2000, Kral Şakir ve Fırıldak Ailesi… Evet tüm bu karakterlerin yaratıcısı Varol Yaşaroğlu’ndan bahsediyoruz. Karikatürleri, animasyona geçişi, hayalleri ve içindeki asla büyümeyen çocuğun hikayesi…
Varol Yaşaroğlu’nu sizden dinlesek?
Hayallerimin peşinden koşan biriyim aslında. Bugün yaptıklarım çocukluk hayalimdi, çok çizgi film izlerdim. Kendime söz vermiştim, “Büyüyünce ben de kendi çizgi filmimi yapacağım. Çizgi film izlemeye ve izlettirmeye devam edeceğim.” dedim. Basit olarak tüm hayatım boyunca bu sözümün peşinden gittim.
İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nü kazandım. Bizim zamanımızda mühendis, doktor olmak çok önemliydi. Bu koşullandırmalarla İTÜ İnşaat’ı bitirdim. Aslında tabii ki hayallerime hizmet etmeyen bir bölümü seçtiğimi anlamıştım. Ama Yüksek Matematiği, Fiziğin Temelleri’ni de sevdim ve okulu bitirmenin benim için “Analitik Düşünme” açısından çok faydası oldu.
Çocukken hangi çizgi filmleri izlerdiniz?
En çok Pembe Panter’i severdim. Onun yanı sıra dönemin çizgi filmlerinden Taş Devri, Jetgiller, Temel Reis severek izlediğim çizgi filmlerdi.
Karikatüristlik çok zor bir meslek. Hem çizim yeteneği hem mizah yeteneği gerektiriyor. Çizgi film izlemek bu yeteneğinizi geliştirmiş olabilir mi?
Aslında beni en çok etkileyen şey Gırgır Dergisi diyebilirim. Çünkü Gırgır Dergisi Türkiye’de insanlara karikatür çizmeyi, mizahı en iyi şekilde anlatan dergiydi. Türkiye’de birçok ünlü çizer bu dergiden yetişti.
Yeteneğinizi nasıl fark ettiniz?
Gırgır okudukça ben de çizmeye başladım. 11 yaşımdayken yaptığım bir defter dolusu örnek var. Hep çizdim, çizdikçe gelişti.
Karikatüristlik sizce genetik mi? Erdil Yaşaroğlu ve sizin karikatürde yetenekli olmanız bir tesadüf mü?
Erdil benim kuzenim. Üniversite döneminde bir yıl dayımlarda kaldım. Benim ona karikatürü aşıladığım dönem o dönemdi. Ama tabii ki insanın içinde yetenek olmasa gösterilenler yeterli olmaz. Erdil şu an Türkiye’nin en iyi karikatüristlerinden biri. Ben daha çok animasyona yöneldim. Çok fazla karikatür çizmişliğim yoktur desem yanlış olmaz. Karikatür ile ilgili Ekonomist, Capital gibi dergilerde gündem içerikli çalışmalar yaptım. Asıl hedefim her zaman çizgi film ve animasyondu.
Türkiye’de ilk olan Kral Şakir son zamanlarda oldukça popüler. Diğer çizgi filmler arasından nasıl sıyrıldı?
Kral Şakir herkes tarafından çok sevilen bir çizgi film. Kral Şakir’in yükseliş macerası Cartoon Network ile başladı. Cartoon Network Türkiye’de yerli bir çizgi film yayınlama kararı aldı. Bir konkur açıldı, biz de katıldık. Bizim animasyon anlayışımız onlarınkine çok yakındı ve bizi seçtiler.
Türkiye’de animasyon sektörünün gelişmesi için bu alanda marka yaratmak gerekiyordu. Asıl amacım bu sektörde bir marka yaratmaktı ve öyle de oldu.
Türkiye’de okul öncesi pek çok animasyon yapılmıştır; Pepe, Niloya vb. bizim hedef kitlemiz ise 6-11 yaş arası. Biz Kral Şakir ile çok güzel bir şey başardık; çocuğum ne izliyor bir bakayım derken biz de hastası olduk diyen ebeveynler çok fazla. Yani anne babanın da gönlünü kazandık. Burada çok önemli bir şeyi başardığımızı düşünüyorum. Pixar’ı kuran Steve Jobs vizyonlarını şöyle açıklamış; çocuklarla birlikte anne babalarını da sinemaya sokmak. Biz de bu mantıkla ilerledik.
Kral Şakir artık çok ünlü ve adınıza tescilli bir marka, benzer projeler yapıldı mı?
Kral Şakir Mayıs 2016’da çıktı. Film de 2018 yılı içerisinde çıktı. Daha çok yeni olduğu için benzer bir çalışma görmedim.
Ürettiğiniz karakterlerin marka ya da tasarım tescili ile korunmasına nasıl karar veriyorsunuz?
Sınai mülkiyet konusu çok önemli, ben de bu işe ilk başladığım yıllardan beri sınai mülkiyet haklarına önem veriyorum. Koca Kafalar zamanında bile bu böyleydi. Ben ne yaptıysam tescilledim. Tamamıyla kendi araştırmalarımla karar verdiğim bir konu, genellikle marka tescili ile koruma sağlıyorum.
Kral Şakir’in marka lisans süreci nasıl ilerliyor?
Şu anda üç kitap var, dördüncüsü yolda ve çok satanlar arasında. Bir Türk çizgi film markasının kitabının ilgi görmesi çok gurur verici bir şey. Lisans ajansımın bana söylediği şu: “Böyle hardcover bir kitapta Disney bile bu tür yüksek satış rakamlarını yakalayamıyor.”.
Greyder ile ayakkabı ve çantalarda bir anlaşma yaptık, mağazalarda ürünleri bulabilirsiniz. Aynı şekilde Defacto ile bir anlaşma yaptık. Çok yakında Defacto’da da Kral Şakir’i görebileceksiniz.
Peki ya Fırıldak Ailesi
Türkiye’nin ilk yetişkin çizgi dizisi. Türkiye’de bu tip işlerin örnekleri olmadığı için, bir iş ortaya çıktığında bir şeylerin taklidi olmak durumunda. Oysa ki biz tipik bir Türk ailesi yarattık ve bu ailenin animasyon sit-com versiyonunu yaptık. Bu aslında taklit değil, bir tarz. Bu romantik komedi tarzda bir film çekmek, bir bilim kurgu filmi çekmekle aynı. Son gelinen noktada şunu gördük; “Aaa bizim Türk ailesi onlarınkine bin basar.”. Artık bu noktaya getirdik.
Amacımız Kral Şakir’i dergisi, kitabı, sinema filmi, tiyatro oyunu, tekstil ürünleri, bilgisayar-video oyunu gibi birçok alanda görebileceğiniz 360 derece bir marka yapmak.
Sizce en yaratıcı çalışmalar hangi markalardan çıkıyor?
Marvel markası benim için çok önemli bir marka. Zor şartlarla oluşturulan bir çizgi roman imparatorluğundan şimdi de sinemaya uyarlanan dev projeler ile karşımıza çıkıyorlar. Onların gidişatını marka olarak çok beğeniyorum. Etkinlikler, sosyal duyurular vb. hepsini çok yerinde buluyorum. En sevdiğim çizgi karakter; André Franquin adlı Belçikalı bir çizer var onun Gaston karakteri benim favorim.
Türkiye’de mizahla dijitali birleştiren isim sizsiniz. Animasyon dünyasını neler bekliyor?
Mikrofon, bilgisayar ve dijital kalemle başladığımız bu iş şu an çok başka bir noktaya gelmiş durumda. Sanıyorum ki hologram teknolojisi animasyona farklı bir boyut getirecek.
Şu zamanda en beğendiğiniz animasyon ve çizgi filmler hangileri?
Sinema açısından Pixar, Disney’in yaptığı animasyonlar muhteşem. En sevdiklerimden biri Wall-e’dir. Ama şimdi neredeyse hepsi çok güzel diyebilirim; Coco, Moana… Ben Fransız tarzı kare kare çizilmiş, sanatsal animasyonları daha çok seviyorum. Anime sanatının duayeni olan Hayao Miyazaki’nin eserlerini de çok beğeniyorum. Son zamanlarda en etkilendiğim çizgi film ise The Red Turtle (Kırmızı Kaplumbağa) oldu. Animasyon, film endüstrisinde kültür yaymanın en etkili yollarından biri. Umarım biz de böyle güzel çalışmalar yapabilmek için gerekli desteği yakın zamanda sağlarız.
Karikatür olarak en çok neye gülüyorsunuz?
Erdil’i bu kategorinin dışında tutuyorum çünkü o kuzenim ve gerçekten komik (gülüyor), Yiğit Özgür, Uğur Gürsoy.
Bence Türkiye’nin en değerli markası : THY gibi duruyor ama gönlümün en değerli markası Kral Şakir
En çok kullandığım marka : Marvel
Bence yüzyılın icadı : Çok değerli icatlar var ancak benim açımdan, benim hayatımı kolaylaştıran icat iPad.