Onu Instagram’da “Magentodon” adıyla tanıyoruz. Tanınmış kişilerle ünlü marka logolarını mizahi şekilde buluşturarak yaratıcı dijital tasarımlara imza atıyor. Hatta bazı zamanlar, yaptığı kurgusal eşleşmeler o kadar uyumlu oluyor ki kendinizi bu tasarımlara kaptırmadan edemiyorsunuz. Magentodon hem bir “nickname” hem de bir marka. Sizi bu markanın sahibi Melih Özbek’le yaptığımız keyifli röportajda “paralel evrende bir yolculuğa” davet ediyoruz…
Kısaca sizi tanıyalım. Tasarımla tanışmanız nasıl oldu?
Bilgi Üniversitesinde Görsel İletişim Tasarımı okudum. Tabii o bölüme girdikten sonra tasarımla alakalı işler yapmaya başladım. Montaj yaparak mizahi görsel içerikler ürettiğimiz ”Bobiler” adında bir web sitemiz vardı, bu işe orada başladım diyebilirim. İlerleyen süreçte bu sitenin kapanması gibi bir durum oldu, bu kapanış beni Instagram’a yöneltti. Şu an Instagram’da yaptığım “marka-ünlü” eşleşmelerini ve montajları az önce bahsettiğim sitede de yapıyorduk. Bu eşleşmeler bizim için olmayan unsurları hayal ederek deyim yerindeyse bir “paralel evren” yaratmak gibiydi. Özellikle Türkiye’de yaşayan ünlülerle yabancı markaların bir arada olduğu tasarımları yapmak, bu “olmayanı varmış gibi hayal etme” düşüncesiyle yakından ilgiliydi.
Popüler karakterleri markalarla buluşturarak fotoğraflara yeni bir yorum katıyorsunuz. Bu fikir nasıl ortaya çıktı, ilham kaynağınız neydi?
“Monte” biz tasarımcılar için bir kültür aslında. Bu kültürde zıt unsurları bir araya koymak çok yaygındır. İlham kaynağım “monte kültürü” diyebilirim. İçerik ürettikçe fikirler gelişti, çeşitlendi ve bu noktaya geldi.
Marka tescilinin önemli olduğunu her zaman biliyordum, ilk fırsatta tescil için gerekli adımları attım.
Yaptığınız tasarımları “Magentodon” markasıyla paylaşıyorsunuz. Türk Patent ve Marka Kurumuna yaptığınız marka tescil başvuruları da var. Marka tesciline hangi aşamada karar verdiniz?
Marka tescilinin önemli olduğunun her zaman farkındaydım. O nedenle tescil için gerekli adımları ilk fırsatta attım. Sayfanın büyümesiyle beraber bazı projeler ve reklam iş birliklerim de olmaya başladı. Tabii sayfa büyüyünce bu ismi markalaştırmak istedim. “Magentodon” ve “Magentodon İstanbul” olarak iki ayrı tescil başvurusu yaptım. Biri reklam iş birlikleri ve Instagram için diğeri de satışını yaptığım ürünler için. “Magentodon İstanbul” markasıyla kendi tasarladığım tişörtlerin satışını yapıyorum.
Marka isminiz nereden geliyor ve telaffuzu nasıl?
Türkçe olmasını istediğim için yazıldığı gibi okunmasını tercih ediyorum. Oluşturduğum marka, “macenta” diye okunan “magenta rengi”yle prehistorik bir hayvan olan “mastodon”un birleşimi.
Oluşturduğum marka, “macenta” diye okunan “magenta rengi”yle prehistorik bir hayvan olan “mastadon”un birleşimi.
Yaptığınız tasarımlarla ilgili aldığınız en ilginç ya da sizi en heyecanlandıran tepki neydi?
Geniş bir kitleye sahip kişilerin fotoğraflarını yorumluyorum. Tabii ki ünlü isimlerin tasarımlarıma yaptığı dönüş beni her zaman mutlu ediyor ve heyecanlandırıyor. Mustafa Sandal, Ata Demirer gibi isimler olumlu dönüşler yapmıştı mesela. En son Cem Yılmaz için bir tasarım yaptım, kendi sayfasında paylaştı. Şimdiye kadar hiç olumsuz tepki almadım. Tüm bunlar beni mutlu ediyor.
Ürün satışı yaptığınızı belirttiniz. Şu an hangi ürünlerin satışı mevcut, ileride farklı çeşitler gelecek mi?
Şu an sadece tişört satıyorum ama çeşitlendirmeyi düşünüyorum. Yine tekstil ve ilgili alanlarda farklı ürünler gelecek. Çalışmalarım o yönde. Tabii Instagram sayfamla bu satış sayfası tam olarak bağlantılı diyemeyiz. Ürünlerimde kullandığım tasarımlar Instagram’dakilerden farklı.
Bence Türkiye’deki en değerli marka… Vakko
En çok kullandığım marka… Magentodon
Bence yüzyılın icadı… İnternet
Bir yanıt yazın