Ayşegül Aldinç’in sanat kariyeri ilk olarak 1981’de İrlanda’da yapılan Eurovision Şarkı Yarışması’na Modern Folk Üçlüsü ile katılıp, Ali Kocatepe’nin bestesi olan “Dönme Dolap” isimli şarkıyı seslendirmesi ile başladı. 1988 yılında ilk albümü “Ve Ayşegül Aldinç” ile profesyonel müzik hayatına geçiş yaptı. “Karasevda”, “Gözlerin Su Yeşili” gibi hitlerin bugüne kadar geldiği bu albümden sonra, 1991 yılında, içerisinde “Sorma” gibi daha sonra birçok önemli şarkıcı tarafından da söylenen hiti barındıran “Benden Söylemesi” isimli albümü yayınlandı. 1993’te Onno Tunç’un müzik yönetmenliğini yaptığı “Alev Alev” albümü; “Alev Alev”, “Yanlışsın”, “Al Beni” gibi hitler üretti. Ayşegül Aldinç, müzik çalışmalarının yanı sıra, oynadığı sinema filmleri ve dizilerde önemli yönetmen ve oyuncularla çalışıp, çeşitli ödüller aldı. 2010 yılında, Sezen Aksu’ya ait olan “O Kız” ve “Ağla” isimli şarkıları barındıran single ve hemen ardından çıkardığı, yine bir Sezen Aksu şarkısı olan “Li Lal Lal La La” isimli single ile müzik marketlerdeki yerini tekrar aldı.
2011 yılında, bir Gani Müjde projesi olan “Pis 7’li” adlı dizide 3 sezon boyunca “Esma Sultan” karakterini canlandırdı.
2015’in Nisan ayında, sözü ve müziği Mabel Matiz’e ait olan “Bir Tek Gördüğüm” single çalışması dijital ortamlarda yayınlandı ve şu sıralar “sahibinin sesi” konseptiyle çıkan “Sek’iz” isimli albümünün pek çok şarkısı sevenleriyle buluşuyor.
Ayşegül Aldinç’in hayatının kırılma noktası olan bir olay var mı?Babamın kaybıdır hayatımdaki kırılma noktam. Annem hayatta, üzerine titriyorum. Öleceğini bilen tek canlı insan. Kişinin kendi ölümü sorun değil. Öldün bitti gitti. Geride kalanlar için büyük üzüntü. Gecinden versin diyelim ve daha neşeli konular konuşalım.
Son albümünüz Sek’iz ile sekiz güzel şarkıyı bir araya getirdiniz. Sekiz rakamının hayatınızda ayrıca önemli bir yeri var mı?
Hayatımdaki önemli olaylara şöyle topluca baktığımda özellikle iyi sonuçların ya da başlangıçların, içerisinde bu rakam olan gün ve yıllarda ve hatta bazen saatlerde olduğunu fark ettiğimden bu yana sekiz, diğer rakamlardan ayrıldı benim için. Sevimli de bir tipografik yapısı var. Şişman 🙂 yan yatınca sonsuzluk oluyor vb.
Iskaladığınız şarkılar desek… Ah keşke ıskalamasaydım diyor musunuz?
Evet, müzik hayatım boyunca önüme çıkan ama benim o zamanki duygumla içselleştiremediğim şarkılar var doğrusu. Bu proje albüm bile olur diye düşünmüştüm bir ara. Vazgeçtim sonra. O şarkılar ilk söyleyenlerde güzel zira. Tekrar yapımlar risk de içerir bana göre. O ilk tat aranır. Ben böyle hissediyorum çoğu tekrar yapımı dinlediğimde en azından. Orijinal halini tercih ederim. Kendi eski şarkılarımı yeniden bir proje bazında albümlendirmeyi dahi çok gerekli bulmazken… Iskaladığım şarkılar da ıskalanmış olarak duradursun 🙂 Yine de sağım solum belli olmaz. Bu, bu döneme ait duygularım.
Yaptıklarınız mı yapmadıklarınız mı sizi Ayşegül Aldinç yapan şeyler?
İkisi de… Önemli olan pişmanlık duymamaktır. Sektörün iki ayrı dalında (şarkıcılık, oyunculuk) yoğunluklu olarak varlık gösterdiğimden kabul ettiklerimin yanı sıra çok fazla teklifi de geri çevirmek durumunda kaldım. Reddettiklerimden hemen hemen hiç pişmanlık duymadım. Sezgisel miyim neyim. Reddettiğim projeler de tesadüf bu ya birkaçı hariç pek uzun ömürlü olmadı.
Ayşegül Aldinç ismi müzik piyasasında zaten bir marka. Peki, bu ismi bir ürünle markalaştırmayı hiç düşündünüz mü?
Bir ara “parfümünüz olsun bu isimde” diye bir teklif gelmişti. Ülkede sektörün geçmişine bakacak olursak markaların markalarla bu tarz iş birliklerinde başarılı sonuçlara fazlaca rastlayamıyoruz.
Aynı zamanda desinatörlük geçmişiniz de var. Bu yeteneğinizle farklı tasarımlar yaratarak sektörde yer alma isteğiniz oldu mu?
Şimdiki adı Marmara Üniversitesi olan Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Seramik Bölümü diplomalıyım. Okuldaki son yılımda Yıldız Porselen Fabrikasında staj yaptım. Bitirdikten hemen sonra da annem “Memurluk iyidir evladım, garantili iştir.” diyerek aynı fabrikada devlet memuru olarak çalışmama neden oldu. Uyumlu, iyi bir çocukmuşum demek, annemin isteğini geri çevirmemişim 🙂 Şarkıcılık ve oyunculuk hep ilk sıralardaydı buna karşın.
Sizce bir markanın olmazsa olmazları neler?
Adı, itibarı, logosu ilk aklıma gelenler, itibar her şeyden önemli. Hemen burada güvenilirliği ve erişiminin kolay olmasını da eklemeliyim. Adı, logosu ise akılda kalıcılık açısından önemli.
Eserleriniz, fotoğraflarınız ile ilgili herhangi bir telif problemi yaşadınız mı?
Telif hakları konusu geçmişte oldukça sorunluydu. Günümüzde, birliklerin çabasıyla şartlar daha iyi. Buna karşın yine de kendi içlerinde uzlaşmaları zamana bağlı görünüyor. Albümlerimde şarkı sözlerim var. Şarkıcı olarak da komşu haklar kapsamında yer alan hak edişlerimden yararlanıyorum.
Sosyal medya hesaplarınızı kendiniz yönetiyorsunuz, zorlandığınız durumlar oluyor mu?
Geçen yıl hacklendim. Takdir edersiniz ki gayet kötü bir pozisyona düşürülmek bu. Öyle ki evinize hırsız girmiş gibi oluyor. Bence ondan da beter bir durum. Bunun dışında pek sorun yaşamadım. Zaman zaman az sayıda da olsa had bilmezliklerle karşılaştığımda ise uygun bir dille uyardığımda olumlu anlamda karşılığını gördüğüm oluyor.
Bir markanın adı, itibarı, logosu, her şeyden önemli. Hemen burada güvenilirliği ve erişiminin kolay olmasını da eklemeliyim. Adı, logosu ise akılda kalıcılık açısından önemli.
Bence Türkiye’deki en değerli marka: Atatürk ve Atatürk markası tabii ki.
En çok kullandığım marka: Tek bir isimle sınırlandırmam mümkün değil ama bir markanın olmazsa olmazı kalite.
Bence yüzyılın icadı: İnternet, cep telefonu.