SINAİ MÜLKİYETE YENİ SOLUK

Cenk SEVİNÇ – Marka ve Patent Vekili – Grup Ofis Marka Patent

Nihayet sınai mülkiyetle ilişkisi olan tüm sektörlerin heyecanla beklediği Sınai Mülkiyet Kanunu 10 Ocak 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanunun sektöre yeni bir soluk ve işlevsellik getirmesi en büyük beklentimiz.

Yönetmeliklerin nihai haline gelmesiyle uygulama çerçevesi de çizilecek olan Kanun çok sayıda yeniliği de beraberinde getirdi. Özellikle marka, tasarım ve coğrafi işaret alanlarında AB mevzuatına uyumu da öne çıkaran değişiklikler mevcut.

Değişiklikler ve yenilikler oldukça heyecan verici ancak Kanun hükümlerinin 10 Ocak tarihinden sonra yapılan başvurular için geçerli olacak olması bir süre prensipte ve uygulamada ikili bir sistemi de getirecek gibi görünüyor. Ümidimiz bu ikili sistemin çok karışıklık yaratmadan yumuşak bir geçişle kısa sürede yerini tamamıyla yeni sisteme bırakabilmesi yönünde.

Kanunla birlikte gelen yeni uygulamalara bakacak olursak, marka, tasarım, coğrafi işaret, faydalı model ve patent alanlarının her birinde çok sayıda değişiklik söz konusu.

Marka alanındaki en önemli gelişmelerden biri muvafakatname sisteminin getirilmesi oldu. Bu sayede noter onaylı bir rıza mektubu ya da birlikte var olma anlaşmasıyla, yeni marka müracaatı sahipleri başvuru ya da itiraz aşamalarında benzer marka sahipleriyle anlaşmaya vararak bu kolaylıktan yararlanabilecek.

Bununla birlikte marka ilana itiraz süresi 3 aydan 2 aya indirildi. Ancak yukarıda bahsedilen 10 Ocak onrası ve öncesi yapılan başvurularla ilgili işletilecek olan ikili sistem bir süre 2 ve 3 aylık farklı bültenlerin çıkarılmasını gerekli kılacak gibi görünüyor.

Bu 2 aylık itiraz sürecine, AB marka sürecinden aşina olduğumuz, itiraz edenin kullanımının sorgulanabilmesinin önünü açan bir yenilik getirildi. Buna göre, markaya itiraza ilişkin karşı görüşün sunulması gereken süre içinde, itiraz edilen başvuru sahibinin talebiyle Kurum, itiraz sahibinin itiraza konu markayı başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık sürede Türkiye’de ciddi biçimde kullanıp kullanmadığını sorgulayabilecek. İtiraz sahibi tarafından süresi içinde delil sunulmaması veya sunulan delillerin itirazla ilgili olmaması halinde ve ayrıca başka bir itiraz gerekçesi veya itiraza gerekçe gösterilen başka bir marka da yoksa Kurum itirazı reddedecek. Ayrıca 7 yıl sonra Kurum idari iptal hakkına da sahip olarak söz konusu markanın söz konusu mal ve hizmetlerini re’sen iptal hakkına da sahip olacak; bu 7 yıllık süre içinde ise markanın kullanmamaya dayalı iptali için mahkeme nezdinde dava açılması gerekliliği varlığını koruyacak.

Marka alanında ayrıca itirazın taraflarına uzlaşma hakkı da tanındı. Böylece Kurum, gerekli görmesi halinde yayıma itirazlar ile kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi sırasında tarafları uzlaşmaya davet edebilecek ve uzlaşma süreci boyunca hak düşürücü süreler duracak.

Tasarım alanında da bir dizi yenilik bizi bekliyor. Örneğin, bu sistemin nasıl olacağı net olmamakla birlikte, yalnızca özgün tasarımların tescil yoluyla koruma altına alınması amacıyla, tasarımlarda yenilik araştırması yapılacak ve yeni olmadığı anlaşılan tasarımların başvuruları Kurum tarafından re’sen reddedilecek. Bununla birlikte, re’sen ret kararlarına müracaat sahibi tarafından itiraz da edilebilecek. Ayrıca aynen markalarda olduğu gibi tasarımlarda da ilana itiraz süresi kısaltılarak 6 ay yerine 3 ay olacak.

Yine AB mevzuatından alışık olduğumuz üzere tescilsiz tasarım koruması artık Türkiye’de de mümkün. Modası hızla değişen, kısa ömürlü tekstil, giyim ve ambalaj gibi sektörlerde ürünün piyasaya sunulduğu tarihten itibaren üç yılla sınırlı olmak üzere tescilsiz korumadan yararlanılabilecek.

Bunlara ek olarak artık çoklu tasarım başvuruları yalnızca aynı alt sınıfta olan ürünler için değil, aynı sınıfta olan ürünler için de yapılabilecek. Bu şekilde kapsamı genişletilen tasarım başvurularında artık tarifname sunulması zorunluluğu da ortadan kalkacak.

Coğrafi işaretlerde ise denetim sistemi daha etkin bir hale getirildi. Denetim raporu sunma zorunluluğuna ilişkin süreler 10 yıldan 1 yıla indirildi. Ayrıca denetim raporunun sunulmasına ilişkin yaptırımlar da yeniden düzenlenecek. Başvuru süresi ise 6 aydan 3 aya indirildi. Başvuruların Resmi Gazete’de, yüksek tirajlı gazetede ve yerel gazetede yayınlanması zorunluluğu kaldırılıp başvurular Kurum bülteninde yayınlanacak. Böylece maliyet ve süre azalacak. Ayrıca geleneksel ürün adları da koruma altına alınacak.

Patent ve faydalı model alanlarında da çok sayıda değişiklik göze çarpıyor. Patent verilme süresi neredeyse yarıya inerken, inceleme raporları da yabancı ofislere gönderilmeksizin Kurum’da kısa sürede hazırlanabilecek.

Tüm bunlara ek olarak, patentte tescil sonrası Kurum nezdinde itiraz etme hakkı getirilerek mahkeme nezdinde açılan hükümsüzlük davalarının sayısı azalacak ve nitelikli patent sayısı artacak. İncelemesiz patent sistemi de kaldırılarak yeni olmayan buluşlara patent verilmesinin önüne geçilecek. Faydalı modeller için ise araştırma zorunluluğu getirilecek.

AB mevzuatıyla uyumlu bir dizi yenilik getiren Kanun, Türkiye’de sınai mülkiyet alanında yeni yılla birlikte yeni uygulamaların ve oluşumların habercisi olacak gibi görünüyor. Pratiğin ilerleyen günlerde daha da netleşmesi beklenirken, Kanun’un ilgili tüm sektörlere yeni bir etkinlik ve güç katması ümidiyle…