BİRDEN FAZLA ALANDA HAK SAHİPLİĞİ: KÜMÜLATİF KORUMA

Etrafımızda bulunan neredeyse her nesne ya da üründe bir mülkiyet hakkı bulabiliriz. Ürünün işlevine, teknik bir özelliği olup olmamasına göre sahip olduğu mülkiyet hakkı değişiklik gösterir. Aynı zamanda çoğu üründe tek bir mülkiyet hakkı değil, birden çok mülkiyet hakkı bulunur. Örneğin tasarım olarak tescil başvurusunda bulunduğumuz bir ürün bazen faydalı model kapsamına da girebilir. Peki, birden çok hakkı barındıran ürünleri farklı yöntemlerle koruyabilir miyiz?

Zülal GEDİK – GOSSIP Yazarı

Kümülatif koruma ya da toplu koruma, bir ürün üzerinde birden çok unsuru koruma imkânı sağlıyor. Yönetmeliğe göre kümülatif koruma adında ayrı bir başvuru yöntemi bulunmuyor. Onu kümülatif hale getiren başvuru sahibinin kendisi oluyor. Örnek olarak bir çanta düşünelim. Çantanın görünümü tasarım tesciline; çantanın üzerinde bulunan logo ve marka ismi ise marka tesciline konu olabilir. Bu durumda tasarım+marka ikilisiyle kümülatif koruma sağlamış oluruz. Kısaca söyleyebiliriz ki bir ürünün üzerindeki hakların korunması için özel bir kümülatif koruma başvuru seçeneği bulunmuyor. Fakat biz deyim yerindeyse ‘’manuel’’ olarak koruma tiplerini bir araya getirip kümülatifleştiriyoruz. Aynı koruma sistemi marka+patent+tasarım, marka+telif, telif+tasarım, tasarım+faydalı model+tasarım gibi ikili, üçlü hatta şartları sağlaması durumunda dörtlü seçeneklere de uyarlanabiliyor. Böylelikle fikir sahipleri, haklarını kapsamlı şekilde koruma fırsatı buluyor.

Neden birden fazla alanda korumaya ihtiyaç duyarız?

Fikri mülkiyet koruması, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ve Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) kapsamında düzenlenir. FSEK, fikri mülkiyet haklarına yani telif haklarına yöneliktir. SMK ise marka, patent, tasarım, coğrafi işaret, patent, faydalı model gibi tescil türlerine yöneliktir. Her bir alt başlık için belirlenen farklı bir işleyiş mevcuttur. Bu bağlamda bir ürün, birden çok mülkiyet kapsamına dahil edilebilir fakat her bir kapsam için ayrı tescil başvurusu yapmak gerekir. Birden çok tescil türünün bir araya getirilmesiyle ise kümülatif koruma ortaya çıkar. Tek bir tescil başvurusu her zaman yeterli değildir ve fikirlerimizin ihlal edilmesine açıktır. Kümülatif koruma ise sağlayacağımız korumanın kapsamını genişletmektedir.

“Kümülatif korunan” bazı işaretler

Fenerbahçe Spor Kulübünün armasında bulunan yeşil bir yaprak deseni, hem tasarım olarak hem de marka olarak koruma altındadır. Böylelikle üçüncü kişiler, aynı ya da çok benzer bir desenle marka veya tasarım başvurusu yaptığında asıl hak sahibinin itiraz etmesi mümkün olacaktır.

Gıda ürünleri de dahil olmak üzere üretim şekli patent tescili kapsamında korunabilmektedir. Bu bağlamda ETİ markasının Sütburger isimli meşhur ürününün ismi marka; üretim şekli ise patent olarak korunmaktadır. Böylelikle ETİ, tüketicisi tarafından son derece iyi bilinen bir ürününün taklit edilmesine karşı çok yönlü bir önlem almıştır.

Çay sektöründe ismini kanıtlamış bir marka olan Çaykur’un da birçok ürün ambalajı da tasarım tescili ile korunmaktadır. Aynı zamanda bir tanınmış marka olan ‘’Çaykur Tiryaki Çayı’’nın ambalajı, ambalajın üzerindeki desenler tasarım korumasındadır. Paket üzerinde bulunan yazılı içerikler, logo ve ‘’Tiryaki Çayı’’ ismi ise ayrıca marka korumasındadır. Çaykur markası, sahip olduğu sınai mülkiyet hakları sayesinde tiryaki çayının taklit edilmesinin önüne geçtiği bir olay da yaşamıştır. Kendi ürününe çok benzer görünümde üretilen bir çay markasına karşı açtığı davada haklı bulunmuş ve mücadelesini kazanmıştır.

Fikirlerimizin sonucu olan üretimleri korumak için her zaman tek bir başvuru yeterli olmamaktadır. Örneğin tasarım tesciline başvurduğumuz bir ürün aynı zamanda faydalı model kapsamına da girebilmekte ve üçüncü kişilerin kullanımına karşı alınan önlemler güçlendirilebilmektedir.

Fikirlerinizin tam anlamıyla korunduğundan emin olmak için hizmet aldığınız vekilden farklı tescil türleri hakkında bilgi almayı ve kümülatif koruma türlerini araştırmayı ihmal etmeyiniz.

Share