KULLANIYORSAN İSPAT ET!

Kullanım ispatı müessesi 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile hayatımıza girmiş olup, kanunun Marka Hukuku’na getirilen en önemli yeniliklerinden biridir. Bu uygulama ile tescilli markaların piyasada etkin şekilde kullanılmasının sağlanması ve kullanılmayan markalar gerekçe gösterilerek yapılan itirazlar sonucu yeni müteşebbislerin yapay bir pazara giriş engeli ile karşılaşmamaları hedeflenmektedir.

Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca, 6. maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla başvuru sahibi; itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunmasını talep edebilecek; itiraz sahibi tarafından kullanımın ispatlanamaması halinde ise, söz konusu gerekçe markalar, benzerlik değerlendirmesi kapsamında yapılacak inceleme açısından dikkate alınmayacaktır.

Kullanım ispatının, itiraza ilişkin karşı görüş bildiriminin başvuru sahibine tebliğinden itibaren 1 aylık süre içerisinde talep edilmesi gerekmektedir. Söz konusu delillerin ise ilgili bildirimin itiraz sahibine tebliğinden itibaren 1 aylık süre içerisinde kuruma sunulması gerekmektedir. Verilen süre içerisinde delil sunulmaması ya da yeterli delil sunulmaması halinde ise kullanım ispatı talep edilen markalar itiraz gerekçeleri arasından çıkarılacak ve benzerlik değerlendirmesinde kapsam dışı bırakılacaktır. Ayrıca söz konusu sürenin tamamlanmasının ardından yeni delil sunulamayacaktır. Markanın kullanıldığını ispatlamak üzere sunulacak delillerin, markanın yurt içinde, marka sahibi tarafından, ayırt edici karakterini değiştirmeyecek şekilde ve ciddi (gerçek) biçimde kullanıldığını ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğunu gösterir nitelikte olması gerekmektedir.

Markanın kullanımının ispatlanması gerektiğinde, markanın kullanımının zamanı, miktarı ve hangi mala veya hizmete ilişkin olduğu kanıtlanmalıdır. Marka sahiplerinin marka kullanımlarını, somut ve objektif olacak şekilde kayıt altına almaları son derece önemlidir.

Bu noktada kurumun en fazla dikkate aldığı kanıt, faturalardır. Faturalar, ilgili markanın Türkiye içerisindeki kullanımını ve kullanımı ispat edilen marka ile ilişkilendirilebilir bilgileri içermeli, tarih bilgileri okunabilmeli, ilgili zaman aralığını kapsayacak, düzenli ve kesintisiz ticari etki doğuracak şekilde ve mal/hizmet niteliğine uygun tutarları kapsar nitelikte olmalıdır.

Sıklıkla karşılaştığımız bir durum ise özellikle gıda üreticilerinin faturalarda yer alan emtiaları ürün kodları ile adlandırmalarıdır. Bu durumda ürün kodlarının hangi emtialar ve hangi markalar için olduğunu açıklayan ek bilgilerin mutlaka sunulması kullanım ispatının kabul edilmesi bakımından önemlidir.

Gerekçe markanın kullanımının ispat edilememesi halinde itiraz benzerlik bakımından reddedileceği için kullanım ispatı müessesesi itirazın gidişatı anlamında çok önemlidir. Bu noktada itiraz var ise diğer gerekçeler bakımından değerlendirmeye devam edilecektir. Marka sahiplerinin fiilen kullanmakta oldukları markaları, itirazlarına gerekçe olarak göstermeleri ve delillerini önceden hazırlamaları, yeni kanun çerçevesinde markasal haklarını savunmalarını kolaylaştıracaktır.

Marka başvurusuna yapılan itiraza ilişkin karşı görüşün sunulmasında, itiraz edilen başvuru sahibinin talebiyle kurum, itiraz sahibinin itiraza gerekçe gösterilen markayı başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık sürede Türkiye’de ciddi biçimde kullanıp kullanmadığını sorgulayabilecektir. İtiraz sahibi tarafından süresi içinde delil sunulmaması veya sunulan delillerin itirazla ilgili olmaması halinde ve ayrıca başka bir itiraz gerekçesi veya itiraza gerekçe gösterilen başka bir marka da yoksa kurum itirazı reddedebilecek, tescilli markanın eşya listesinde yer alan bir kısım mal ve hizmetler için kullanım ispatı sunulmuş ise bu durumda kullanım ispatı kısmen kabul edilecektir.

Ayrıca yedi yıl sonra kurum, söz konusu markanın kullanım ispatına konu olan mal ve hizmetlerini talep üzerine iptal hakkına da sahip olabilecektir.

Kurum tarafından verilen kararlara baktığımız zaman; kullanım ispatı talep edilmişse ya kullanımı ispat edilen mal ve hizmetler için markaların benzer bulunduğu hallerde itirazın kabulü/kısmen kabulü ya da kullanımı ispat edilemeyen mal ve hizmetler için benzerlik gerekçesinin dikkate alınmadığı yönünde olduğu görülmektedir. Ancak bazı durumlarda markasal kullanım ispat edilse dahi, yapılan değerlendirmeler sonucunda söz konusu markanın itiraz edilen markaya benzer olmadığı gerekçesiyle sunulan itiraz, kurum tarafından reddedilebilmektedir. Bu bağlamda öncelik benzerliğe verilmektedir.

TÜRKPATENT, uygulamada, gerekçe olarak gösterilen markalar içerisinde kullanım
ispatı şartı aranmayan markalar var ise ve değerlendirmenin bu markalar ile yapılmasının kararı etkilemeyeceğini göz önüne alırsa kararını kullanım ispatı talebini incelemeye gerek duymaksızın da verebilmektedir.

Bu noktada marka sahiplerinin hangi mal ve hizmetleri kullanıyor ise o mal ve hizmetler için tescil başvurusunda bulunması ve yukarıda belirtilen şekilde kullanımlarını sağlamaları, markanın kullanım ispatına konu olması durumunda marka sahibine avantaj sağlayacaktır.

Sınai Mülkiyet Kanunu’nun hayatımıza kattığı kullanım ispatı müessesi hem başvuru sahipleri hem de itiraz sahipleri açısından stratejik öneme sahiptir. Kullanım ispatı konusunun hayatımıza girmesiyle birlikte, marka sahibi olmak ve markayı kullanmak arasındaki fark iyice belirginleşmiş ve marka sahiplerinin kullanacağı mal ve hizmetlerde markalarını tescil ettirmeleri önemli hale gelmiştir.