AVRUPA BİRLİĞİ TANINMIŞ MARKA KRİTERLERİ

Hazal ŞENER – Grup Ofis Marka Patent / Marka Uzmanı

Tanınmış marka, toplumun sadece belirli bir kesimi veya markanın kullanım alanına yönelik tüketiciler tarafından değil, toplumun her kesimi tarafından bilinen, ismi söylendiğinde tüketiciler arasında hemen çağırışım yapan markalara atfedilmiş bir tanımdır. Bir markanın tanınmış marka olabilmesi için belirli bir süre zarfı olmamakla beraber bu süreç, yıllar içinde gerçekleşmektedir. Bu süreç içerisinde, bir markanın tanınmış marka olarak anılması için dünyanın her bölgesinde uygulanan farklı yürürlükler mevcuttur.

Avrupa Birliği’nde uygulanan yürürlüğe göre bir markanın tanınmış marka olabilmesi için 5 farklı kriter mevcuttur:

1) Markanın ilgili sektörde tanınması
Bir markanın tanınmış kabul edilebilmesi için kapsadığı mal veya hizmetlerin fiili veya potansiyel tüketicileri tarafından tanınması, markanın kapsadığı mal veya hizmetler için marka ürünlerinin dağıtım kanallarında bulunan kişiler tarafından tanınması ve markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin türü ile ilgili faaliyetlerde bulunan iş çevreleri tarafından tanınması gerekir.

2) Markanın kullanım süresi ve aktif olduğu coğrafi alan
Markanın kullanıldığı süre, bu kullanımın kapsamı ve söz konusu kullanımın gerçekleştiği coğrafi alanın belgelendirilmesi gerekir.

3) Markanın tanıtımı ve tanıtım süresi

Markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin fuarlarda veya sergilerde reklamı ve teşhiri de dahil olmak üzere gerçekleşen tanıtımı yine tanınmış marka olma kriterlerindendir. Markanın tanıtımının süresi, kapsamı ve tanıtımının gerçekleştirildiği coğrafi alan önem arz eder.

4) Tescil başvurusunun tanınmışlığı yansıtması
Markanın varsa sahip olduğu bir tescilin veya tescil başvurusunun süresi, kapsadığı coğrafi alan da birer kriterdir. Fakat söz konusu tesciller, markanın kullanımını veya tanınmışlığını yansıttığı sürece değerlendirmeye alınır. Tanınmış olduğu belirtilen marka ile tescile/tescil başvurusuna konu olmuş markanın birbirinden farklı olmaması ve birbirini yansıtması gerekir.

5) Marka haklarının uygulanması
Marka üzerindeki hakların etkin bir şekilde uygulanıp uygulanmadığı ve bu uygulamanın gerçekleştirilmesinde etkin rolü olan yetkili makamlar tarafından, markanın ne ölçüde tanınmış olduğu bir kriter olarak ele alınmaktadır.

Yani bir markanın Avrupa Birliği’nde tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için ilgili markanın halkın önemli bir bölümü tarafından bilinip bilinmediğinin belirlenmesi gerekir. İlgili kamuoyundaki marka farkındalığı derecesi, kullanım ve tanınma süresi, kullanım kapsamı ve coğrafi kapsam dikkate alınmaktadır. Ulusal bir markanın ilgili Avrupa Birliği üye devletinin tüm bölgelerinde bir itibara sahip olması gibi bir zorunluluk ise bulunmamaktadır. Söz konusu bölgenin önemli bir bölümünde marka itibarının bulunması, tanınmış marka kriterlerince uygundur. Ek olarak Avrupa Birliği markası için ise tek bir üye devletin topraklarında itibara sahip olmak yeterli olacaktır.

Bilindiği üzere bir markanın bilinirliği ve itibarı zamanla oluşmaktadır. Bu sebeple markanın ilgili bölgelerde kullanım süresinin belirtilmesi, tanınmışlığın ve itibarın markaya atfedilmesi adına önemli bir rol oynamaktadır. Marka piyasada ne kadar uzun süre kullanılırsa markayla karşılaşması muhtemel tüketici sayısı da o kadar fazla olacaktır. Ek olarak tüketicilerin markayla birden fazla karşılaşma olasılığı ne kadar yüksek olursa markaya tanınmış veya itibarlı marka özelliklerinin atfedilmesi de kolaylaşacaktır. Örneğin 50 yılı aşkın bir süredir piyasada bulunan bir marka, itibarın güçlü bir göstergesi olarak kabul edilecektir. Tanınmış marka olma sürecinde de tüm bu verileri açıklayan kanıtların sunulması gerekmektedir.

Avrupa Birliği’nde tanınmış marka unvanına sahip olabilme aşamasında markanın kullanım süresi ve kriterlerinin sağlanması amacıyla sunulması gereken kanıtlar son derece önemlidir. Bir markanın bilinirliği veya tanınma derecesi, tüketici anketleri ve kamuoyu yoklamaları yoluyla belirlenebilmektedir. Ayrıca yeminli ifadeler, mahkemelerin veya idari makamların kararları, kurul kararları, kamuoyu yoklamaları ve pazar araştırması, denetimler ve kontroller, sertifikalar ve ödüller, basında veya özel yayınlarda yayınlanan makaleler, ekonomik verilere ve şirket açıklamalarına ilişkin yıllık raporlar, faturalar ve diğer ticari belgeler, reklam ve tanıtım materyalleri gibi verilerin sağlanması da tanınmışlığı kanıtlamak adına faydalı olacaktır.

Bir marka, tanınmış marka olma gerekliliklerini yerine getirdikten ve tanınmış veya itibarlı marka unvanlarına sahip olduktan sonra Avrupa Birliği Marka Mevzuatı kapsamında, marka hak ihlalleri çerçevesinde korunmaya alınacaktır. Artık bu hakkı elde etmiş tanınmış markaların korunmasındaki detaylar ise şöyle sıralanabilir:

-Tescilli tanınmış markaya yönelik uygulanan koruma

EUTMR 8(5). Maddesi altında korunma hakkı elde edebilmek için tescilli markanın tescilini sağlamış olduğu bölgede belirli bir üne sahip olması, ilgili bölgede ilana çıkmış marka ile özdeşlik veya benzerlik unsurlarının bulunması ve başvuruda bulunulan benzer veya birebir markanın kullanımının, öncelikli tescilli markanın ayırt ediciliğinden veya itibarından haksız bir şekilde yararlanması veya zarar vermesi gereklidir. Bu koşullar kümülatiftir ve bu koşullardan herhangi birinin sağlanamaması, EUTMR 8(5) hükmünün uygulanamaz hale gelmesine sebep olacaktır.

– Tescilsiz markanın tanınmış kabul edilmesi
Bir markanın tanınmış marka olabilmesi için ilgili bölgede bir tescile sahip olma zorunluluğu yoktur. Tescilsiz markalar da tanınmış marka olabilir. Böyle bir durumun mevcudiyeti halinde koruma, Avrupa Birliği Marka Mevzuatı’nda bulunan EUTMR 8(2c). Maddesi kapsamında sağlanacaktır. Tescilsiz tanınmış markanın kapsadığı mal veya hizmetler arasında benzerlik veya özdeşlik olan, ilgili markanın marka ismine benzer veya özdeş benzer bir marka başvurusunun mevcut olması ve söz konusu markaların tüketiciler nezdinde kafa karışıklığı yaratma ihtimalinin mevcut olması, tescilsiz tanınmış markanın korunma altına alınması için yeterli sebepler olacaktır. Ancak bu nokta tescilsiz tanınmış markaların, Avrupa Birliği’nde korunabilmesi için EUTMR Madde 8(2)(c)’nin atıfta bulunduğu, EUTMR Madde 8(1)(b) uyarınca ancak var olan markalar arasında karıştırılma ihtimali mevcutsa korunma sağlanabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

-Ayırt ediciliği/bilinirliği yüksek markaların korunması
Son uygulama ise ilgili mevzuata göre ayırt ediciliği yüksek tescilli marka veya bilinirliği yüksek tescilli markaların korunmasına ilişkin uygulamadır. Bu uygulamada ayırt ediciliği yüksek tescili marka veya bilinirliği yüksek tescilli marka, EUTMR 8 (1)(b). Maddesi altında korunma hakkı elde etmiş olur. Ancak korunma sağlanabilmesi için söz konusu markanın belirli bir kullanım sonucunda ayırt edicilik elde etmiş olması gereklidir. Bu gereklilik sağlandıktan sonra markanın ayırt ediciliğinin, yalnızca ayırt edicilik ile özdeşleşmiş mal/hizmetler üzerinden değerlendirilmesi yapılmaktadır. Markanın gelişmiş ayırt ediciliği, EUIPO’nun itiraz bölümü tarafından, ilgili marka ile EUIPO’ya itiraz edilecek marka başvurusu arasındaki karıştırılma riskinin genel değerlendirmesinde dikkate alınmaktadır. Gerekli değerlendirmelerin ardından marka, EUTMR 8 (1)(b). Maddesi altında korunma hakkı elde etmiş olur.

Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir