YENİ BİTKİ ÇEŞİTLERİ ÜZERİNDEKİ ISLAHÇI HAKKI

Av. Abdullah EGELİ – Egeli Hukuk & Arabuluculuk Bürosu

Fikri mülkiyetin önemli dallarından biri olan ıslahçı hakkı ve önemi nedir?
Yeni bitki çeşitleri üzerindeki ıslahçı hakkı; telif, patent, marka gibi fikri mülkiyetin önemli bir bölümünü oluşturan biraz da Türkiye’de hukuki gelişimi ihmal edilen bir fikri mülkiyet hakkıdır. Islahçı hakkı bitkinin genetik yapısının değiştirilmesi yolu ile yapılan ıslahtan doğan bir haktır. Amacı ise kaliteli, verimli, hastalık ve zararlılara dayanıklı bitki çeşitleri geliştirmektir. Geleneksel ve biyoteknoloji yolu ile yapılan ıslah çalışmaları neticesinde elde edilen yeni bitki çeşitleri üzerindeki haklara ise ıslahçı hakları diyoruz.

Islahçı haklarının Türkiye’deki gelişimi ve durumu nedir?
Islah çalışmalarının ve uygulamalarının dünyada çok eski bir geçmişi vardır. Islah edilen bitki çeşitleri, tohumlar üzerindeki korumalar eskiye dayanmaktadır. Türkiye’de 2004 yılında çıkarılan “Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun” ile düzenleme getirilmiştir.Bu yasa ile ıslahçı hakları, korunması ve ihlaller ile ilgili müeyyideler düzenlenmiştir. Dünya genelinde geçerli olan UPOV Sözleşmesi’ni ise Türkiye 2007 yılında imzalamıştır.

Islahçının ne gibi hakları vardır ve nasıl korunmaktadır?
Islahçı hakkı da sınai mülkiyet gibi tescil sistemine dayanmaktadır. Koruma tescille sağlanmaktadır. Islahçı hakkını koruma altına almak için o ülkenin yetkili merciine (örneğin Türkiye’de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı) tescil başvurusu yapmak gerekir. Ayrıca tüm Avrupa Birliği üyesi ülkelerde geçerli olacak şekilde Topluluk Bitki Çeşidi Ofisine başvuru yapma olanağı da vardır. Bu şekilde elde edilecek ıslahçı hakkı ile geliştirilen çeşit AB üyesi tüm ülkelerde koruma altına alınmış olacaktır. Böylelikle ikili anlaşma yapılan ve yine UPOV’a taraf ülkelerde koruma sağlanmış olacaktır. Ayrıca ülkemizde hem YBÇK hem tohumculuk kanunu hem de sertifikasyon mevzuatı ile sıkı bir denetim de mevcuttur.

Islahçı haklarında koruma şartları nelerdir?
Bitki çeşitleri ve üzerindeki haklar; çeşit, yenilik, farklılık, yeknesaklık ve durulmuşluk özellikleri taşıyorsa korunabilecektir.


Islahçı haklarında tescil süreci nasıl işlemektedir?
Islahçı hakkı belgesi verilmesi için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına müracaat edilmektedir. İlk başvuru incelenip eğer uygunsa bu başvuru kabul edilerek bültende yayımlanır. Bu başvuruya itirazlar ilandan itibaren 3 ay içinde yapılır. İtirazlar bittikten sonra teknik incelemeye geçilir. Teknik inceleme FYD testleri ile yapılır. Bu testlerin başarı ile geçmesinin ardından çeşide isim verilir ve bu isimle çeşidin ıslahçı hakkını tescil ederek kütüğe kaydeder ve ilân edilmek üzere bültende yayımlanır.Korunan çeşitle ilgili ıslahçı hakkının tescili, tescil tarihinden itibaren otuz gün içinde bültende ilân edilir. İlandan itibaren otuz gün içinde üçüncü kişilerce tescile itirazlar yapılabilir.

Islahçı hakkı ile ıslahçıya ne gibi haklar getirilmektedir?
Madde 14- Islahçı hakkı, korunan çeşit ile ilgili olarak, hak sahibine aşağıdaki inhisarî yetkileri verir: Üretmek veya çoğaltmak. Çoğaltım amacıyla hazırlamak. Satışa arz etmek. Satmak veya diğer şekillerde piyasaya sürmek. İhraç veya ithal etmek. Depolamak. Tabii bu haklar sınırsız ve süresiz değildir. Çeşitli istisnaları vardır. Ayrıca koruma süresi 25 yıldır (asma ve patateslerde 30 yıl).

Bu süreçlerde yapılan itirazlar ve sonuçlarına ilişkin yargı yolu neresidir?
Bu süreçlerde bakanlık kararlarına karşı idare mahkemesine gidileceği algısı hakimdi. Ancak yasada açıkça bu uyuşmazlıklarda ve uzman mahkemeler olan Fikri ve Sınai Haklar Mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmektedir. Tüm bakanlık kararları ve diğer uyuşmazlıklarda bu mahkemeler görevlidir.

Bu hakların gelişimi ve korunması için çalışmalar nelerdir?
Bu hakları Türkiye’de Tohumcular Birliği ve Bitki Islahçıları Alt Birliği takip etmektedir. Her yıl teknik alanda eğitimler yapılmaktadır.Yargıya ve uygulamaya yönelik olarak ise benim Ankara Barosu Fikri Mülkiyet Kurulu Başkanlığım döneminde yargı mensuplarının (Yargıtay ve uzman mahkemeler) katıldığı etkinlikler düzenlenmiştir. Uluslararası düzeyde konuklar katılmıştır.

Sizce bu hakların gelişimi için neler yapılmalıdır?
Bu haklar fikri mülkiyetin ayrılmaz bir parçasıdır. Fikri ve sınai mülkiyet üç başlı olarak korunmaktadır. Telif hakları Kültür Bakanlığınca, sınai haklar Patent Kurumunca, ıslahçı hakları ise Tarım Bakanlığınca düzenlenmektedir. Üçü de yasal düzenlemeleri ayrı ayrı yapmakta, bir birliktelik veya eşgüdüm sağlanmamaktadır. Ancak bu alandaki tüm gelişim, koruma yargılama süreci tek elden yapılmaktadır. Bu nedenle üç ayrı hakkın Fikri Mülkiyet Kurumu adı altında kurulacak olan bir yapıda devam ettirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu alanda yetişmiş teknik ve hukukçu kişilere ihtiyaç var. Fikri mülkiyet gelişimin motorudur. Fikri mülkiyet olmadan bir ülkenin gelişmesi düşünülemez hele ki en acil ve önemli ihtiyaç olan gıdada tohumun önemi tartışılamaz. Bu nedenle bu bilincin yerleştirilmesi ve geliştirilmesi ülkemizin en elzem ihtiyacıdır. Bu süreçte üniversitelere de büyük görev düşmekte olup ziraat fakültelerinde de bu bilincin yerleştirilmesi, genç ıslahçıların bilgilendirilmesi ve haklarının neler olduğu konusunda farkındalık yaratılması gerekmektedir.